Criminal Case Wiki
Register
Advertisement
Vaka Diyaloglar

Arjantin'de...
Michelle Zuria: Antartika harikaydı <İsim>, ama karlı manzaralardan Arjantin'in sıcağına geçtiğimiz için de sevinçliyim!
Elizabeth Ripley: Umarım soruşturmaya devam edebilecek kadar çözülmüşsünüzdür!
Elizabeth Ripley: SOMBRA'nın yıllar önce Antartika'ya yaptığı keşfi sonlandırmak zorunda bırakıldığını öğrendik...
Elizabeth Ripley: SOMBRA bunun ardından Arjantin'e dönmüş. Bundan sonra ne yaptıklarını öğrenmemiz gerek!
Elizabeth Ripley: <İsim>, SOMBRA'nın faaliyetleriyle ilgili ilk kayıtları takip ederek günümüzde nasıl küresel bir tehdit haline geldiklerini anlayabiliriz.
Michelle Zuria: Bu civarlarda eski belgelere ulaşabileceğimiz en iyi yer Biblioteca Gran Adán olabilir...
Elizabeth Ripley: Öyleyse hemen oraya gidin!
Armand Dupont: <İsim>, izin ver Michelle'le sana eşlik edeyim! Yıllardır bu kütüphaneyi ziyaret etmek istiyordum!
Elizabeth Ripley: Henüz merakınla uğraşacak kadar kahve almadım Armand. Uzmanlığına gerek duyulabilir ama dikkatin de dağılmasın.

-Kütüphane girişinde...-
Armand Dupont: Quelle chance <İsim>! Sabahın bu saatinde kütüphanenin kapalı olacağından korkmuştum ama kapı ağzına kadar açık!
Michelle Zuria: Sonunda şansımız yaver gitti. Hadi şu arşivleri karıştıralım!

1. Bölüm

İncele: Kütüphane.
Michelle Zuria: Aman Yarabbim <İsim>! Kütüphane kapısının açık olması bize açık olduğu anlamına değil, içinde bir ceset bulacağımız anlamına geliyormuş!
Armand Dupont: Mais quelle horreur! Kütüphane'de cinayet! Bir bilgi tapınağının böyle dehşet biçimde lekelenmesi kimin haddine!
Michelle Zuria: Dehşet biçimde olduğu doğru... Kurbanın vücudunda tam olarak... Sahi kaç bıçak yarası var <İsim>? Ben saydım 23 çıktı. Biri fena gaza gelmiş!
Armand Dupont: <İsim>, kurbanın bıçak yaralarını sayacak kadar yakından nasıl...
Armand Dupont: İnanamıyorum! Bu nasıl olabilir? Şimdi bu adama bizzat bakınca tanıdığımı fark ettim! Bu ünlü Arjantinli yazar Ernesto Cárpena!
Armand Dupont: "Rayuela de Ficciones"in yazarını kim öldürebilir ki?! Dünya bir edebiyat dehasını yitirdi!
Michelle Zuria: Ayrıca SOMBRA soruşturmamızda da zaman kaybediyoruz! Yakınlarda bir katil varken arşivleri karıştıramayız!
Armand Dupont: İpuçlarıyla ilgili yardım gerekirse buradayım!
Michelle Zuria: Sağ olasın. Doğru dedin <İsim>, bu parşömen cinayet esnasında yırtılmış olabilir. Belki birleştirirsek bazı yanıtlar alabiliriz!
Michelle Zuria: Şu gözlük kabı şüphe çekecek kadar cesede yakındı. Üzerinde bir tutam saç var... Hemen bir örnek alalım! <İsim>, eminim bu vakayı en kısa sürede kapatacağız!

Otopsi: Kurbanın Cesedi.
Grace Delaney: Bana iş bulma konusunda hızına yetişilmiyor <İsim>! Daha ekibe yeni katıldım ama şimdiden ikinci otopsimi yapıyorum.
Michelle Zuria: Evet, gittiğim her ülkede karşıma yeni bir ceset çıkmadığı an dişimi kıracağım gari.
Grace Delaney: <İsim> ile çalışınca böyle oluyor işte! Her neyse, şu zavallı yazarla ilgili bir şey öğrenmek istiyorsunuzdur.
Grace Delaney: Kurbanın ilk önce başına küt bir cisimle vurulmuş...
Grace Delaney: Sonra da katil muhtemelene daha rahat işkence yapabilimek için onu bağlamış! En azından ben öyle sanıyorum...
Grace Delaney: Çünkü kurbanı 23 kez bıçaklamak her Allah'ın günü gördüğümüz cinayetlerin fazlaca ötesinde!
Grace Delaney: İşkence hipotezini destekleyen bir diğer unsur da kurbanın cesedinde sigara yanıklarının olması...
Grace Delaney: Bu da aynı zamanda katilin sigara içtiğini gösteriyor!
Michelle Zuria: Eh, sigara öldürür diye boşuna demiyorlar! Umarım bu katili de tez vakitte duman edersin <İsim>!

İncele: Paramparça Parşömen.
Michelle Zuria: <İsim>, parşömendeki yazıda "Bu sanat aracılığıyla 23 bıçak yarasının çeşitlemelerini tasarlayabileceksin" yazıyor!
Michelle Zuria: 23 bıçak yarası... Doğru dedin, burbanın cesedinde de o kadar vardı! Bu tesadüf olamaz. Bu mesajı katil yazmış olmalı!
Michelle Zuria: İyi de neden böyle abes bir cümle yazsın ki?
Armand Dupont: Ben açıkayayım <İsim>! Metin aslında şu alıntıya gönderme yapmış: "Bu sanat aracılığıyla 23 harfin çeşitlemelerini tasarlayabileceksin."
Armand Dupont: Bu satır, Jorge Luis Borges'in "Babil Kütüphanesi" adlı kısa öyküsünün başındaki deyişten.
Armand Dupont: Görüyor musun <İsim>? "Babil Kütüphanesi" ve kütüphanede işlenen bu cinayet! Katil olacak dürzü, rezil bir şaka yapmak için Borges'ten alıntı yapmış!
Michelle Zuria: Şu Borges okuyan katil bunu da bir kenara yazsın o zaman: <İsim> onu üç vakte kadar parmaklıklar ardına gönderecek!

İncele: Gözlük Kabı.
Michelle Zuria: Gözlük kabından aldığın saçı hemen mercek altına sokalım <İsim>! Cinayet mahallinde eşyasını bırakanın kim olduğunu bulmalıyız!

İncele: Saç.
Michelle Zuria: <İsim>, gözlük kabında bulduğun saç Lorena Pratx diye birine ait çıktı.
Michelle Zuria: Veri tabanına göre Lorena kütüphanede çalışıyor! Dupont onunla orada karşılaşmış olabilir.
Michelle Zuria: Hadi gidip Lorena'ya kurbanı görüp görmediğini soralım... Ha bir de gözlük kabının cesedin dibinde ne aradığını!

Lorena Pratx'a gözlük kabının neden kurbanın cesedinin yanında olduğunu sor.
Michelle Zuria: Bayan Pratx, <Rütbe> <İsim> ile bana Ernesto Cárpena hakkında ne söyleyebilirsiniz? Kendisi öldürüldü ve...
Lorena Pratx: İşe gelir gelmez cinayeti duydum! Sinyor Cárpena'nın ölümü edebiyat dünyası için büyük bir kayıp, hele bir de burada olduğunu düşününce...
Lorena Pratx: Sinyor Cárpena yeni kitabı üzerine çalışmak için buraya gelmeye başlayınca çok onurlanmıştık! Hatta gece gündüz girebilsin diye kendisine özel anahtar bile verdik.
Armand Dupont: Quel dommage, yeni kitabını artık asla bitiremeyecek! Kitap ne hakkındaydı?
Lorena Pratx: Maceraydı sanırsam! Sinyor Cárpena efsanevi konkistador hazinesini araştırıyordu...
Michelle Zuria: Çok... ilginçmiş. Lakin <Rütbe> <İsim> gözlük kabınızı cesedin yakınında buldu ve...
Lorena Pratx: N-nasıl! Yedek gözlük kabım cesedin yanında mıydı?!
Lorena Pratx: O gözlükleri artık bir daha takamam! Bu da bir daha kütüphanede eşyalarımı kaybetmemem konusunda bana ders olsun!
Michelle Zuria: Bize kurban hakkında başka ne söyleyebilirsiniz?
Lorena Pratx: Sinyor Cárpena'nın La Boca adlı mahalleyi sevdiğini biliyorum. "Rayuela de Ficciones"indeki mekanların çoğu orada bulunuyor!
Michelle Zuria: Teşekkürler Bayan Pratx, çok yardımcı oldunuz!
(Lorena Pratx ile konuştuktan sonra)
Armand Dupont: Eh bien... <İsim>, La Boca'ya seninle gelmezsem darılmazsın, değil mi? Sinyorita Pratx'ın bahsettiği efsanevi hazine epey ilgimi çekti, bunun üzerine biraz çalışmak istiyorum.
Michelle Zuria: Mesele değil Armand. Eminim <İsim> bir şekilde sırf benim yardımımla da La Boca'yı arayabilir.

İncele: La Boca.
Michelle Zuria: <İsim>, bulduğun şu fotoğrafta kurbanımızın resmi var! Bunu burada düşürmüş olmalı. Hemen kilidini açalım!
Michelle Zuria: Doğru dedin, bu şarap şişesinin etiketinde kurbana yazılmış bir not var! Ama mesaj silinmiş... Hemen kurtaralım!

İncele: Kurbanın Telefonu.
Michelle Zuria: Ben teknoloji uzmanı değilim <İsim>. Hadi kurbanın telefonunu Elliot'a götürelim!

Analiz et: Kurbanın Telefonu.
Elliot Clayton: <İsim>! Harika haberlerim var! Sonunda BOB'yi onardım! Artık yeniden işleyen bir uydumuz var!
Michelle Zuria: Duyduğuma sevindim ama biz buraya kurbanın telefonu için gelmiştik. Bir şeyler bulabildin mi?
Elliot Clayton: Ben size uydu diyorum, siz hala vıttırıvızzık telefonlardan bahsediyorsunuz.
Elliot Clayton: Bildiğiniz kurbanın kişisel telefonuymuş. Karısından gelen mesajlar, falan fistan...
Michelle Zuria: Kurban evli miymiş? O zaman karısıyla konuşmamız gerek! Adı ne?
Elliot Clayton: Ernesto'nun karısının mı? Evangelina. Sanırsam bir tür zengin ev hanımı. Kocasına yazılarıyla ilgili yığınla mesaj göndermiş, bir de...
Armand Dupont: Genç Elliot! Uzmanlığın lazım bana!
Armand Dupont: Hazineyle ilgili dedikoduların izini sürüyordum ve senin jeologo... GP şeysine... Yardımına ihtiyacım var!
Elliot Clayton: Dupont, alınma ama senin şu garip şeylerinle...
Elliot Clayton: Bir saniye, bir şey mi arıyorum dedin? Harika! BOB'nin de idmana çıkması lazımdı zaten! Hazine falan ne varsa getir!
Michelle Zuria: Eh, eğlenmenize sevindim. <İsim> ile ben de bu esnada şu yeni şüphelimizi sorgulayalım!

Evangelina Carpena ile kocasının ölümü hakkında konuş.
Evangelina Cárpena: Buenos dias sayın Memurlar. Sanırım kocamın ölümü için geldiniz. Ben de şimdi duydum. Bu... çok mantıksız. Anlayamıyorum.
Michelle Zuria: Bayan Cárpena, zor bir zaman olduğunu biliyoruz ama <Rütbe> <İsim> ile bana kocanızdan bahsedebilir misiniz? Düşmanı var mıydı?
Evangelina Cárpena: Düşman mı? Ernesto mu? Hayır, onu herkes severdi! Bugün onun yasını tutan tek ben değilim, bütün Arjantin "Rayuela de Ficciones"in yazarının yasını tutuyor.
Evangelina Cárpena: Ernesto yeni bir kitap üzerine çalışıyordu. Efsanevi bir konkistador hazinesiyle ilgiliydi. Hayatının böyle gaddarca söndürülmesi...
Evangelina Cárpena: Perdoneme <Rütbe> <İsim>... Duygularımı saklayamıyorum.
Michelle Zuria: Tabii ki, Bayan Cárpena. Önemli bir şey hatırlarsanız <Rütbe> <İsim>'i bilgilendirin yeter!

İncele: Şarap Şişesi.
Michelle Zuria: Şarap şişesindeki notta, "Sinyor Cárpena, sizin için... Sevgilerimle, Facundo" yazıyor.
Michelle Zuria: Peki kimmiş bu cömert Facundo? Dur veri tabanından bakayım...
Michelle Zuria: <İsim>, kurbana şarap şişesini veren şahıs Facundo Vidal adlı bir tango dansçısıymış!
Michelle Zuria: Bu tango dansçısı kurbanı nereden tanıyor olabilir ki? İyisi mi ona soralım!

Facundo Vidal'e kurbanı nereden tanıdığını sor.
Facundo Vidal: Hola! Tango dersleri için mi geldiniz? Dans ederek... İçinizdeki TUTKUYU uyandırın!
Michelle Zuria: Şey... Burada bulunma nedenimiz bu değil. Bay Vidal, bizler Ernesto Cárpena'nın cinayetini araştırıyoruz.
Facundo Vidal: Neeey?! Sinyor Cárpena... Sinyor Cárpena öldü mü? Olamaz!
Facundo Vidal: Bu korkunç! O iyi bir adamdı! Kitaplarını TUTKUYLA yazardı!
Facundo Vidal: En azından ben öyle düşünüyorum. Sinyor Cárpena arada bir burada yazardı. Her zamanki masasına oturur, şarap içer...
Facundo Vidal: Sinyor Cárpena'dan daha sık gelmesini rica etmiştim. İnsanları buraya çekiyordu! Bu da benim için daha çok tango dersi demekti!
Facundo Vidal: Ama artık ona verdiğim şarabı içemeyecek! Çünkü öldü! Bu çok TRAJİK! Yarım kalan tango kadar trajik!
Michelle Zuria: Şimdilik bu civarlarda dans edin Bay Vidal. <Rütbe> <İsim> sizinle tekrar konuşmak isteyebilir.

Daha sonra...
Michelle Zuria: <İsim>, Arjantin'e eski bir SOMBRA hücresinin akıbetini öğrenmeye geldik...
Michelle Zuria: Ama onun yerine ünlü bir yazarı kütüphanede işkenceyle öldürülmüş olarak bulduk!
Michelle Zuria: SOMBRA'yı arka plana atmak hoşuma gitmiyor <İsim> ama böyle barbar bir katili de başıboş bırakamayız!
Michelle Zuria: Kurbanın karısından süslü bir tangocuya konuştuğumuz herkes kurbandan ve yaratıcı zekasından övgüyle bahsetti. Milli hazine gibiymiş.
Michelle Zuria: Hazine demişken, görünüşe göre kurban bir tanesi hakkında bir kitap yazıyormuş fakat...
Elliot Clayton: Hazineden bahsetmen ilginç oldu <İsim> çünkü Dupont'la ben de bu konuyu araştırıyordum...
Elliot Clayton: Ve hazinenin tam olarak nerede olduğunu biliyoruz!

2. Bölüm

Michelle Zuria: <İsim>, Arjantin'e eski bir SOMBRA hücresinin akıbetini öğrenmeye geldik...
Michelle Zuria: Ama onun yerine ünlü bir yazarın cinayetiyle karşılaştık!
Michelle Zuria: Kurbanın edebi zekasıyla ilgili bir sürü basmakalıp laf dinledik. Görünüşe göre bir hazine hakkında kitap yazıyormuş...
Elliot Clayton: <İsim>, hazine demişken Dupont ve ben de onu araştırıyorduk...
Elliot Clayton: Ve tam olarak nerede olduğunu biliyoruz!
Michelle Zuria: Ne?! Yani hazine gerçekten de var mı?
Armand Dupont: Ben kurbanın notlarını analiz ettim, genç Elliot'un uydusu da dağlarda bir noktayı tespit etti. Orada kesinlikle saklı bir şeyler var! Ne kadar heyecanlı!
Michelle Zuria: Bence de, ama bu hazinenin cinayetle bağlantılı olma ihtimali olduğundan sizden malum yerin adresini <İsim> ile bana vermenizi rica edeceğim. Hemen gidip orayı incelememiz gerekiyor!

İncele: Dağlar.
Michelle Zuria: <İsim>, belli ki burayı ilk bulan biz değilmişiz! Her yer kazılmış!
Michelle Zuria: Buraya bizden önce gelen her kimse ardında bu sandığı bırakmış! Acaba birilerinin hazine avı yarıda mı kesildi?
Michelle Zuria: Nasıl? Doğru dedin, sandığın üzerine SOMBRA amblemi kazınmış!
Michelle Zuria: Yani hazine SOMBRA'ya mı ait?! Ya da... Bahsettiğimiz şey gerçekten de bir hazine mi?
Michelle Zuria: Haklısın, eğer bu eski bir SOMBRA zulasıyla SOMBRA'nın geçmişine ışık tutabilir! Şu sandığı hemen açmamız gerek!
Michelle Zuria: Şu sikkeler de zulanın bir parçası olabilir mi?
Michelle Zuria: İyi düşündün, önce bunun ne tür bir para olduğunu bilmemiz gerek. Hadi şu sikkeleri veri tabanından geçirelim!
El Desesperado: Durun yabancılar! Topraklarımda ne arıyorsunuz?
Michelle Zuria: Bir cinayeti araştırıyoruz! Ondan ziyade, sen kimsin ve burada ne işin var?
El Desesperado: Bana El Desesperado derler. Vahşi doğada bir başıma dolaşırım.
Michelle Zuria: Pekala El Desesperado, <Rütbe> <İsim> ile sana birkaç sorumuz olacak, o yüzden seni biraz sorgu odamızda dolaşmaya davet ediyoruz!

El Desesperado'ya hazine sahasında ne işi olduğunu sor.
Michelle Zuria: Bay... Iıı... Desesperado, burası <Rütbe> <İsim>'in yürüttüğü bir cinayet soruşturmasıyla bağlantılı bir yer! Burada saklı olan sandık hakkında bir şey biliyor musunuz?
El Desesperado: Ne dediğinizi anlamıyorum. Bu topraklar benim bölgem ve burada hiçbir şey benden saklı olmaz. Tepeler uçsuz bucaksız, atım süratli. Birlikte...
Michelle Zuria: Peki peki anladık. Dolaşırken birilerini gördünüz mü?
El Desesperado: Vahşi hayvanların tepeleri dolandığını ve kuşların göklerde süzüldüğünü gördüm. Ayrıca davetsiz gelen birkaç yabancı da vardı.
Michelle Zuria: Kimdi o yabancılar? Ernesto Cárpena'yı gördünüz mü? Kendisi ünlü bir yazar da.
El Desesperado: Yazarlarınız ve cinayetleriniz bana bir şey ifade etmiyor. Yabancı birilerini görmek yeterince can sıkıcı. Yabancıları burada istemiyorum. Hepsi bu. Adiós.
Michelle Zuria: Atıyla konuşsak daha fazla şey öğrenirdik <İsim>! Doğru dedin, iyisi mi buradaki işe paydos diyelim!

İncele: SOMBRA Sandığı.
Michelle Zuria: Hay bin lanet! Bu eski SOMBRA sandığında şu kanlı bıçaktan başka hiçbir şey yok! Sanki birisi bizimle kafa bulmak için bunu buraya bırakmış!
Michelle Zuria: Yani burada gömülü olan "hazinede" ne olduğunu halen bilmiyoruz... Yine de şu kanlı bıçağı Lars'a götürsek iyi olur!

Analiz et: Bıçak.
Lars Douglas: Hey <İsim>. Yeni bir "tak tak kim o" espirisi buldum, can alıcı noktası da tüm hayatım!
Lars Douglas: "Tak tak. Kim o?" Kim olmadığını söyleyeyim: Karım! Çünkü kendisi meğersem katil bir SOMBRA casusuymuş!
Michelle Zuria: ......
Jack Archer: Usta hadi ama, yapma bunu kendine.
Lars Douglas: İyiyim ben! Harika bir Arjantin şarabı buldum, kalbimde açılan deliğin acısı birazdan geçer herhalde!
Jack Archer: Kusura bakma <İsim>. Pek uygun bir zamanda gelmedin. Lars biraz... şey...
Michelle Zuria: Görüyoruz, merak etme. <İsim> ile SOMBRA sandığında bulduğumuz bıçak hakkında bir şeyler öğrenmeyi umuyorduk...
Jack Archer: Lars bana bıçağın kurbanın aldığı yaralarla örtüştüğünü söyledi, yani cinayet silahınız bu. Bu bıçağa facón deniyor; geleneksel olarak Las Pampas'taki atlılar tarafından kullanılan bir dövüş bıçağıymış.
Lars Douglas: Cevabını aldığına göre, beni şarabımla başbaşa bırakabilirsin <İsim>
Jack Archer: Usta hadi ama. Onlara bıçağın sapında bulduğun mateden bahset!
Michelle Zuria: Mat... Ne?
Lars Douglas: "Maaa teeee" diyorum hacı. Yerel bir çay. Katil bıçağın üzerinde izlerini bırakmış...
Michelle Zuria: Yani katil mate içiyor! Lars'a iyi bak Jack, bize hayati bir ipucu verdi!
(Analiz sonrası)
Michelle Zuria: Bence de <İsim>, Lars berbat bir durumda. En azından onunla ilgilenen bir Jack var...
Michelle Zuria: Biz de bu arada soruşturmaya devam etmeliyiz. Soruşturmanın orta yerinde SOMBRA'nın çıkması işleri değiştirir! Kurban ne biliyordu? SOMBRA'nın zulasını bulmuş olabilir mi?
Michelle Zuria: Ernesto Cárpena hakkında daha fazla şey öğrenmemiz gerek! Doğru dedin, duyduğumuza göre sürekli La Boca'ya gidip aynı masada saatlerce otururmuş...
Michelle Zuria: Hadi o masayı bulalım <İsim>!

İncele: Sokak Masaları.
Michelle Zuria: Bu çanta kurbanımıza aitmiş! İçini arasak iyi olur!
Michelle Zuria: Doğru dedin. Kurbanın her zamanki masasını bulduğumuza göre, şu yırtık servis altlığını yapıştırmak da mantıklı bir hareket olur. Faydalı bir ipucunun nereden çıkacağı belli olmaz!

İncele: Kurbanın Omuz Çantası.
Michelle Zuria: Bir yazarın çantasında el yazması taslak bulmak pek de şaşırtıcı olmadı doğrusu.
Michelle Zuria: Ah... Doğru dedin <İsim>, taslağın başlığı tanıdık! Kurbanın ünlü kitabının ilk taslaklarından olmalı.
Michelle Zuria: Birisi üzerinde düzeltmeler yapmış... Yani kurbanın bir ortağı vardı! Belki de bu kişi hazine araştırmasından haberdardır!
Michelle Zuria: İyi dedin, bu taslağı el yazısı analizi için Marina'ya götürelim!

Analiz et: El Yazması Taslak.
Marina Romanova: <İsim>, az önce Lars buradaydı, kafayı çekmiş halde nasıl yalnız kaldığı ve ihanete uğradığıyla ilgili şarkılar söyleyip durdu! Jack daha sonra gelip onu aldı ama sanırım Lars yaşadıklarını kaldıramıyor!
Marina Romanova: Her neyse... Sanırım kitap taslağı için geldiniz.
Marina Romanova: Kurbanın ortağının kim olduğunu öğrenmek istediniz de... El yazması analizi satırlardaki düzeltmelerin bizzat kurban tarafından yapıldığını gösteriyor!
Marina Romanova: Taslağın kendisi ise aslında bir kadın tarafından yazılmış!
Michelle Zuria: Nasıl yani! Aslında Ernesto Cárpena kendi kitabının yazarı değil miymiş?!
Marina Romanova: Aynen öyle! "Rayuela de Ficciones"i yazan aslında Ernesto'nun karısı!
Michelle Zuria: Evangelina'nın kocasının yazarlık yeteneği hakkında yaptığı ağdalı konuşmayı düşününce! <İsim>, derhal Evangelina'yla konuşmalıyız!

Evangelina'yı kitap konusunda sıkıştır.
Evangelina Cárpena: Tekrar merhaba <Rütbe> <İsim>. Mate alır mıydınız?
Michelle Zuria: Başka sefere! Bayan Cárpena, kocanızı ünlü yapan kitabın asıl yazarının siz olduğunuzu niye söylemediniz?
Evangelina Cárpena: Aman Allah'ım... Ernesto'nun ölümüyle zaten sarsılmıştım, ne diyeceğimi bilmiyordum...
Evangelina Cárpena: Ama artık gizlemenin bir lüzumu yok! Evet, "Rayuela de Ficciones"i ben yazdım! Ernesto da benden çaldı!
Evangelina Cárpena: Her zaman yazmanın hayalini kurduğum bir kitaptı! Cesur, sivri, Borges'ten esinlenmiş...
Evangelina Cárpena: Ama Ernesto kitabımı kendi adıyla yayınladı! Ondan daha ünlü ve başarılı olmamı kaldıramayacaktı çünkü!
Evangelina Cárpena: Demek kocanız çalışmanızı çaldı... Daha azı için öldürülen insanlar gördüm!
Evangelina Cárpena: Ben katil değilim <Rütbe> <İsim>! Ben bir yazarım! Ernesto öldüğüne göre, dünya nihayet beni dönemin en fevkalade realist yazarı olarak tanıyacak!
Michelle Zuria: Bayan Cárpena, eğer bu cinayeti işleyen sizseniz fevkalade realizmi falan unutun! Zira hayatınızda sadece hapishane realizmi olacak!f

İncele: Paramparça Kumaş.
Michelle Zuria: <İsim>, kurbanın servis altlığındaki yemek lekelerinin arasında bir takım karalamalar ve silinmiş yazılar var!
Michelle Zuria: Ha doğru, sanırım yazarlar gördükleri her zemine bir şeyler karalamak zorunda. Bakalım burada ne notlar bırakmış!

İncele: Servis Altlığındaki Karalamalar.
Michelle Zuria: Hımm, anlaşılan kurban servis altlığına bir çapraz bulmaca karalamış...
Michelle Zuria: Hey, doğru dedin <İsim>, bu sıradan bir bulmaca değil! Kurban kütüphaneci Lorena hakkında aşağılayıcı notlar yazmış!
Michelle Zuria: Ernesto Lorena'ya "uyuz" ve "işgüzar" demiş... Kendisine bunu sorsak iyi olur!

Lorena'ya kurbanın neden kendisine kızdığını sor.
Michelle Zuria: Lorena, Ernesto Cárpena'nın sana neden "uyuz" ve "işgüzar" demiş olabileceğini açıklar mısın?
Lorena Pratx: Olamaz... Sinyor Cárpena gerçekten de hakkımda bunları mı söylemiş?
Lorena Pratx: Öyle olsun! Ben de daha beterini derim o zaman!
Lorena Pratx: Mesela "kitaplar konusunda dikkatsizdi"! Sinyor Cárpena iyi bir yazar olabilir ama kütüphaneye zerre saygısı yoktu!
Lorena Pratx: Değerli kitapları hiç sormadan alırdı! Borges'in en sevdiğim cildini öğle yemeğinin kırıntılarıyla lekeledi!
Lorena Pratx: Ben asla kitapların yakınında yemek yemem, matemi içmem, yanlış nefes bile vermem!
Lorena Pratx: Ama o adamın hiç utanması yoktu! Kitaplar için bir tehditti!
Michelle Zuria: Eğer değerli ciltlerini korumak için onu öldürdüysen, hapishanenin kütüphanesindeki kitaplara mecbur kalırsın!

İncele: Madeni Paralar.
Michelle Zuria: <İsim>, bu sikkeler bilmem kaç asırlık İspanyol altınları! Bunların kazılmış bir SOMBRA sandığının yakınında ne işi var?
Michelle Zuria: Doğru dedin, Dupont bu sikkelerin nereden geldiğini bulabilir!

Analiz et: İspanyol Altınları.
Armand Dupont: Mes amis, doğru mu duydum? Aradığım hazine SOMBRA'yla mı bağlantılıymış?
Michelle Zuria: Öyleymiş, bu yüzden "hazine" demek ne kadar doğrudur bilemiyorum. Bunun yanında, şu İspanyol altınları da SOMBRA zulasına mı aitmiş?
Armand Dupont: Kesinlikle hayır! <İsim>, bu altınlar tam müzelik parçalar ve sahiplerini gösteren resmi belgeler de mevcut.
Armand Dupont: Bu sikkeleri en son iki sene önce Ernesto Cárpena almış!
Michelle Zuria: Ne?! Altınlar kurbana mı aitmiş?
Armand Dupont: Hem evet hem hayır! Kurban bunları satın almış... Ancak altınlar daha sonra el değiştirmiş. Sinyor Cárpena altınlar Ignacio Muñoz diye birine hediye etmiş!
Michelle Zuria: Ignacio Muñoz mu?! O adam tanıyorum <İsim>! SOMBRA dönemlerimde ona rast gelmiştim!
Michelle Zuria: Muñoz bir antika uzmanıdır. Ender antika parçalarla ödemesi yapıldığı müddetçe herkese çalışır, buna SOMBRA'da dahil!
Michelle Zuria: Kurban, araştırma alanındaki uzmanlığından faydalanmak için Muñoz'a bu altınları vermiş olmalı!
Michelle Zuria: <İsim>, Muñoz'u günahım kadar sevmem ama gidip kurbanla anlaşması hakkında ona soru sormamız lazım... Bir de ödemesinin neden kazılmış bir alanda bulunduğu hakkında!

Ignacio Muñoz'a kurbandan ne için ödeme aldığını sor.
Ignacio Muñoz: Merhabalar <Rütbe> <İsim>... ve küçük Michelle, ne büyük bir zevk. Demek dedikodular gerçekmiş, gerçekten de iş değiştirmişsin. Vah zavallı. SOMBRA'dan mı sıkıldın, yoksa Büro kanatlarını mı kırdı?
Michelle Zuria: Sigara dolu burnunu işlerime sokma Muñoz!
Michelle Zuria: <Rütbe> <İsim> Ernesto Cárpena'nın cinayetini araştırıyor... Ve bir şeyi araştırman için ödeme yaptığını biliyoruz. Neydi o?
Ignacio Muñoz: Cárpena konkistador hazinesi hakkında bir kitap yazmaya kafayı takmıştı. Güzel bir meblağ verdi, ben de yardım isteğini kabul ettim.
Michelle Zuria: Kes bahaneyi Muñoz! Herkesten önce senin o dağda hazine mazine olmadığını bilmen gerek. Ama orada bir SOMBRA zulası olduğunu biliyordun herhalde?
Ignacio Muñoz: SOMBRA senin branşın sevgili Michelle, benim değil. Bana hazine aramam için ödeme yapıldı, başka da bir şey bilmiyorum.
Michelle Zuria: İtiraz ediyorum! Sikkelerin kazılmış "hazine" sahasından çıktı!
Ignacio Muñoz: Ne demek istediğini bilmiyorum. Ben oraya hiçbir zaman ayak basmadım.
Michelle Zuria: Yüzümüze baka baka yalan söylüyorsun! <Rütbe> <İsim> tüm üçkağıtlarını açığa çıkaracak, görürsün sen!

Daha sonra...
Michelle Zuria: <İsim>, belki bu soruşturma işlerinde yeni olduğum içindir ama bu vaka kafamı karıştırdı! Arjantin'e geçmişteki SOMBRA faaliyetleriyle ilgili bir iz yakalamaya geldik...
Michelle Zuria: SOMBRA'nın varlığıyla ilgili ipucu yakalamakla birlikte bir de ölü bir yazar bulduk.
Michelle Zuria: Malum yazar efsanevi bir hazineyi araştırıyormuş... Daha sonra bu hazinenin SOMBRA zulası olduğu ortaya çıktı!
Michelle Zuria: Kurban SOMBRA'yı biliyor muydu? Ya da katilin onlarla bir bağlantısı mı var? Şu durumda bir şey söylemek mümkün değil.
Michelle Zuria: Kesin bir şeyler bilen tek kişi Ignacio Muñoz! Daha önce de SOMBRA'yla işbirliği yaptı. İşin içinde olması tesadüf ola...
Lars Douglas: <İsim>! Bir şeyi fark ettim de! Madem Angela'nın ihayetinden sonra her şey acı veriyor... Ben de her şeye bir son veririm!
Lars Douglas: Acıyla yaşamak zor olsa gerek, d-değil mi?
Lars Douglas: Belki de yaşamam gerekmiyordur!
Michelle Zuria: Nasıl?! Lars! Bırak o bıçağı!

3. Bölüm

Michelle Zuria: <İsim>, Arjantin'e geçmişteki SOMBRA faaliyetleriyle ilgili bir iz yakalamaya geldik... SOMBRA'nın varlığıyla ilgili ipucu yakalamakla birlikte bir de ölü bir yazar bulduk!
Michelle Zuria: Malum yazar efsanevi bir hazineyi araştırıyormuş ama daha sonra bu hazinenin SOMBRA zulası olduğu ortaya çıktı!
Michelle Zuria: Kurban SOMBRA'yı biliyor muydu? Ya da katilin onlarla bir bağlantısı mı var? Şu durumda bir şey...
Lars Douglas: <İsim>! Bir şeyi fark ettim de! Madem Angela'nın ihayetinden sonra her şey acı veriyor... Ben de her şeye bir son veririm!
Lars Douglas: Acıyla yaşamak zor olsa gerek, d-değil mi?
Lars Douglas: Belki de yaşamam gerekmiyordur!
Michelle Zuria: Nasıl?! Lars! Bırak o bıçağı!
Lars Douglas: Niye? Yaşayacak neyim kaldı ki?
Jack Archer: Yapma usta! Sarhoş olmasan böyle konuşmazdın!
Jack Archer: Angela'nın elinde kalan her şeyi yok etmesine izin verme! Kızların, ben, <İsim>, Büro'daki herkes... Hepimiz senin yanındayız hacı!
Lars Douglas: Bilmiyorum Jack... Ben...
Jack Archer: Usta, indir o bıçağı be, he?
Lars Douglas: Tamam, ben... Her şey o kadar zor ki...
Jack Archer: Biliyorum usta. Her şey düzelecek, söz bak.
*SARILMA*
Jack Archer: Merak etme <İsim>, ben Lars'a göz kulak olurum.
Michelle Zuria: Bu fazlasıyşa... acıklıydı.
Michelle Zuria: Lars'ın artık boynuna bıçak dayamadığına ne kadar sevinsem de cinayet ve SOMBRA zulası hakkında halen hiçbir şey bilmiyoruz!
Michelle Zuria: Tek bildiğimiz ortalıkda bir SOMBRA ajanının dolandığı! Vakit kaybedemeyiz! Hadi cinayet mahalline geri dönelim. Orada gözden kaçan bir şeyler olabilir!

İncele: Kütüphane Rafları.
Michelle Zuria: <İsim>, kurbanın bu portresinde alnında bir kurşun deliği var! Kim böyle bir şey yapmış olabilir ki?
Michelle Zuria: Doğru diyorsun, portredeki şu garip topaklar ateş edenin kim olduğunu söyleyebilir! Hadi toplayalım!
Michelle Zuria: Şu güvenlik kamerasını almayı iyi akıl ettin. Hemen kilidini açalım!
Michelle Zuria: Hoş heykellere bakacak zamanımız olduğuna emin misin, üzerine iliştirilmiş bir not olsa bile?
Michelle Zuria: Eh, tahminlerinde yanıldığın söylenemez. Hadi notta ne yazıyormuş öğrenelim! Acele et <İsim>, cinayetin içinde SOMBRA varsa hızlı davranmamız gerek!

İncele: Şifreli Kamera.
Michelle Zuria: <İsim>, hadi şu kameranın en son kaydettiği şeyi izleyelim!

-Kaydın başı...-
Facundo Vidal: Ernesto, benimle birlikte TUTKUMUZU hissetmek yerine neden sürekli bu kütüphanede takılıyorsun?
Ernesto Cárpena: Allah rızası için Facundo, çalışıyorum herhalde! Yani sen gelene kadar çalışıyor idim!
Ernesto Cárpena: Şu kütüphaneci de tam ona ihtiyacım olduğu anda sigara molasına çıktı! Ne pis bir alışkanlıktır şu sigara!
Facundo Vidal: Evet, hem karın da sigara içiyor. O yüzden ondan boşan, gel benimle evlen!
Facundo Vidal: Ben sigara içmem! Dans ederim! Seni de TUTKUYA boğarım!

-Kaydın sonu...-
Michelle Zuria: Bunu gerçekten beklemiyordum <İsim>! Kurbanın meğersem şu tango dansçısıyla ilişkisi varmış!
Michelle Zuria: Facundo ile ilk konuşmamızda bize "tutkularından" bahsetmedi. Bu kez kendini izah etse iyi eder!

Facundo'yu kurbanla ilişkisi hakkında sıkıştır.
Michelle Zuria: Bay Vidal, bize Ernesto'nun sadece bir tanıdık olduğunu söylemiştiniz ama onunla ilişki yaşadığınıza dair kanıt bulduk.
Facundo Vidal: Demek öğrendiniz! Evet, saklamam utanç verici...
Facundo Vidal: Ama ben sadece Ernesto'nun dileğini yerine getiriyordum! TUTKUMUZU kimsenin bilmesini istemiyordu!
Facundo Vidal: Tango iki kişiyle yapılır, Ernesto da benim öteki yarımdı! Sırf onu daha iyi anlayabilmek için kitaplar okudum: Yazdıklarını, şu Borges'i ve içinde bir sürü kelime olan diğerlerini.
Facundo Vidal: Ama Ernesto benim için hiçbir şeyden ödün vermedi.
Facundo Vidal: Beni gölgelerde tutmak istedi. Halbuki yasal olarak evlenebilirdik!
Michelle Zuria: Onu bunun için öldürdüyseniz Bay Vidal, buradan doğruca hapishane hücresinin gölgelerine gidersiniz!

İncele: Not İliştirilmiş Heykel.
Michelle Zuria: <İsim>, heykeldeki bu notta açıkça kurbanın adı geçiyor!
Michelle Zuria: Notun geri kalanında ne yazdığını öğrenmemiz gerek! Hadi bu heykeli hemen Dupont'a gönderelim!

Analiz et: Not.
Armand Dupont: <İsim>, Lars'a olanları duydum! Quelle horreur!
Armand Dupont: Belli ki arkadaşa ihtiyacı var. Onunla birkaç saat oturup ona Arjantin'in müzik enstrümalarını öğretebilirim...
Michelle Zuria: Belki de uyurken şarabın etkisinin geçmesini beklemek daha doğru olur. Devam edersek, heykeldeki notta ne diyormuş?
Armand Dupont: Notta bu heykelin "Ernesto Cárpena'nın geçmişi kazmayı bırakması" için birine yapılmış bir ödeme olduğu yazıyor!
Michelle Zuria: "Geçmişi kazmak"... Doğru dedin <İsim>, not bildiğin SOMBRA'nın zulasından bahsediyor!
Michelle Zuria: Kimin ödemelerini nadir antikalarla aldığını da biliyoruz...
Michelle Zuria: Muñoz bize araştırmasını durdurmak için kendisine ödeme yapanın kim olduğunu söylese iyi eder!

Ignacio'yu kurbanın araştırmalarını durdurması hakkında sıkıştır.
Michelle Zuria: Oyun bitti Muñoz! Birilerinin sana Ernesto Cárpena'nın SOMBRA zulasına bakmasına engel olman için ödeme yaptığını biliyoruz! Sana o heykeli kim verdi?
Ignacio Muñoz: Ah... Onu bir yerde bıraktığımı biliyordum...
Ignacio Muñoz: <Rütbe> <İsim>, gerçek şu ki heykeli bana kimin verdiğini hatırlamıyorum.
Michelle Zuria: Dur hatırlatayım o zaman! Sana Cárpena'nın SOMBRA'nın ilişkilerini araştırmasına engel olman söylendi, bu yüzden ödemeyi de onlar yapmış olmalı!
Ignacio Muñoz: Senin kafanda hala SOMBRA olduğu belli Michelle ama beni kendin gibi sanma!
Ignacio Muñoz: Cárpena hazinesini araştırmam için bana ödeme yapmıştı, ama başka birisi durmam için daha iyi bir teklifte bulundu. Ben de durdum haliylen.
Ignacio Muñoz: Ama kesinlikle onu SOMBRA'nın emirleri doğrultusunda öldürmedim. Ben suikastçı değilim. Sakin şeyleri severim ben: Antikalar, güzel bir bardak mate, Borges okuyarak geçirdiğim bir akşam...
Michelle Zuria: Eğer <Rütbe> <İsim> bu cinayeti senin işlediğini ortaya çıkarırsa istemediğin kadar sakinleşirsin!

İncele: Kurbanın Fotoğrafı.
Michelle Zuria: Umarım kurbanın fotoğrafından aldığın bu topaklar resme kurşun sıkanın kim olduğunu söyler! Hemen bunları mikroskop altına sokalım <İsim>!

İncele: Topaklar.
Michelle Zuria: Hasarlı fotoğraftan topladığın topaklar at yemiymiş!
Michelle Zuria: Yani kurbanın fotoğrafının tam da alın kısmına ateş eden kişi atlarla içli dışlı olmalı...
Michelle Zuria: Mesele El Desesperado gibi! Bize kurbanı tanımadığını söylemişti, bu kez ağız değiştirse iyi eder!

El Desesperado'yu kurbana savurduğu tehdit konusunda sıkıştır.
Michelle Zuria: El Desesperado, bize Ernesto Cárpena'yı tanımadığını söylemiştin ama şu fotoğraf tam bir ölüm tehdidi gibi duruyor!
El Desesperado: Ay, demek onu buldun <Rütbe> <İsim>...
El Desesperado: İtiraf ediyorum: Adamı öldürmekle tehdit ettim. Bu topraklara geldi, üstüne bir de bana saygısızlık etti!
El Desesperado: Burası benim alanım. Ben buralarda atımla bir başıma ve cigarillos içerek dolaşırım. Onun gibi ata binmeyi bile bilmeyen birinin hakaretlerini dinleyecek değilim!
El Desesperado: Bu yüzden bu herifi kütüphanesine kadar takip ettim, fotoğrafına ateş ettim ve ona yalnızca ölmek istiyorsa buraya geri dönmesini söyledim.
Michelle Zuria: Nitekim öldü de! Eğer onu sen öldürdüysen gezintilerin hapishane avlusuyla sınırlı olur!

Daha sonra...
Michelle Zuria: <İsim>, bu vaka şu SOMBRA zulasının etrafında dönüyor ama ayrıntıları hala anlayamıyoruz.
Michelle Zuria: Birileri, ya da SOMBRA'nın kendisi, kurbanın "haziyeyi" araştırmasını durdurmak istemiş...
Michelle Zuria: Lakin Cárpena, zulanın gömülü olduğu dağa gitmiş, yani her halükarda zulayı bulmuş olabilir.
Michelle Zuria: Doğru diyorsun <İsim>, daha fazla yanıt için o dağa dönmeliyiz! Katil bir sonraki hamlesini yapmadan harekete geçelim!

İncele: Kazı Alanı.
Michelle Zuria: <İsim>, bu halatın üstünde kan var! Kanın üstüne de bir takım iplikler bulaşmış! Grace kurbanın bağlandığından bahsetmişti... Katil bu halatı mı kullanmış acaba?
Michelle Zuria: Demek bu yüzden cinayet mahallinde ip ya da halat bulamadık! Hadi şu halattan bir örnek alalım!
Michelle Zuria: Eğer katil delillerden kurtulmak için burayı kullanmışsa şu el arabasında topraktan fazlası olabilir! Hemen içini arayalım! SOMBRA'nın nefesi ensemizdeyken vakit kaybetmek gibi bir lüksümüz yok!

İncele: Kanlı Halat.
Michelle Zuria: <İsim>, halattan aldığın şu kanlı iplikleri hemen analize yollayalım! Lars şu anda çevrimdışı olabilir ama Grace bize bilmemiz gerekenleri söyler!

Analiz et: Kanlı İpler.
Grace Delaney: <İsim>, Arjantin ziyaretimizin dulce de leche yiyip futbol oynamaktan ibaret olacağını sanmıştım ama onun yerine bir facianın ardından diğeri geliyor! Önce cinayet, sonra da Bay Douglas!
Michelle Zuria: Büro'nun sloganı "sıkkınlığa karşı her gün bir olay" falan olmalı... Neyse, halattaki kanlı ipliklerden ne haber?
Grace Delaney: İpliklerdeki kan kurbanınkiyle örtüşüyor!
Michelle Zuria: Demek kurban bu halatla bağlanmış!
Grace Delaney: Evet. Dahası halattaki iplikler katilin kıyafetlerinden gelmiş!
Grace Delaney: İplikleri temizledikten sonra bunların gök mavisi olduğunu fark ettim. Yani katil o renkte bir şey giyiyor olmalı!
Michelle Zuria: Demek katil gök mavisi giyiyor. Biz ona mıçtın mavisi diyelim <İsim>!

İncele: El Arabası.
Michelle Zuria: <İsim>, şu eski kitabın el arabasında ne işi var?
Michelle Zuria: Üzerindeki etikette "Biblioteca Gran Adán'a aittir" yazıyor... Doğru dedin, burası kurbanın öldürüldüğü kütüphane!
Michelle Zuria: Kitap buraya kazar gelmiş olamaz <İsim>! Lars bunu bayıla bayıla incelerdi kesin... Ama durum malum. O yüzden bunu Grace'e götürelim!

Analiz et: Eski Kitap.
Grace Delaney: Lafı hiç gevelemeyeyim <İsim>! Dağda bulduğun bu kitapta kurbanın saçı ve kafa derisi hücreleri vardı...
Grace Delaney: Bu da kitabın kurbanın başına vurup onu bayıltmak için kullanıldığını gösteriyor!
Michelle Zuria: Metal kaplı eski bir cilt... Kesin işe yaramıştır.
Michelle Zuria: Demek kitabı dağda bırakan katilmiş!
Grace Delaney: Evet, üstelik başka bir şey daha bırakmış! Katil kitabın metal köşelerini kendine sürtmüş... Bu da katilin kan grubunun 0+ olduğunu anlamama yetti!
Michelle Zuria: Bu 0+ kan gruplu sıfır saniyede yakalayacağız <İsim>! İster SOMBRA'dan olsun ister başka bir şeyden, artık hiç şansı yok!

Michelle Zuria: <İsim>, sonunda katili tutuklayıp cinayetin şu gizli SOMBRA zulasıyla ne tür bir bağlantısının olduğunu öğrenebileceğiz!

Katili Tutukla.
Michelle Zuria: Lorena Pratx, Ernesto Cárpena'yı vahşice öldürmekten tutuklusun!
Lorena Pratx: B-ben mi? Olamaz <Rütbe> <İsim>! Ben cinayet işleyecek birisi değilim!
Michelle Zuria: Evet ama Borges okuyan birisin! Kütüphanede bıraktığın alıntıyı bulduk!
Lorena Pratx: Borges'in kitapları çok sevilir...
Michelle Zuria: Sigara içmek de çok sevilir ama yanan sigarayla insanlara işkence etmek o kadar da sevilmez!
Lorena Pratx: Siz... Benim Sinyor Cárpena'ya işkence ettiğimi mi düşünüyorsunuz?!
Michelle Zuria: Kes numarayı! Cárpena'yı bayıltmakta kullandığın kitabın üstünde kanını bulduk!
Lorena Pratx: ........
Lorena Pratx: Demek her şeyi biliyorsun <Rütbe> <İsim>. Belli ki zararsız kütüphaneci kimliğim seni yanıltmamış.
Lorena Pratx: Cárpena'yı öldürmek zorunda kalmam onun kabahatiydi! "Hazineyi" araştırmaktan vazgeçmedi... Yani SOMBRA'ya çattı!
Michelle Zuria: Demek dağdaki zulanın SOMBRA'ya ait olduğunu biliyordun! Sen de onların ajanlarından biri olmalısın!
Lorena Pratx: Ne olmuş öyleysem? Utanacak bir şeyim yok. SOMBRA bu dünyanın geleceği. Asıl geçmişte yaşayan sizsiniz.
Michelle Zuria: Görünüşe bakılırsa geçmişe bir adamı öldürecek kadar önem veriyormuşsun!
Lorena Pratx: Bir SOMBRA hücresinin buraya on yıllar önce buraya bir belge zulası sakladığını biliyorduma ama nereye sakladığını bilmiyordum! Cárpena onun izine denk geldiğinde ne bulmuş olabileceğini fark ettim...
Lorena Pratx: Bu yüzden aramasını durdurmaya, ya da en azından geciktirmeye çalıştım çünkü o belgelere ilk ben ulaşmalıydım. Ama bir türlü vazgeçmedi!
Lorena Pratx: O kadar sorun çıkarttı ki. Sonunda ne bildiğini ve kime söylediğini öğrenmek için Cárpena'ya işkence etmem gerekti.
Lorena Pratx: Zamanlama da tam oturdu. "Hazinesinin" umduğu gibi altınlarla dolu olmadığından şüphelenmeye başlamıştı zaten.
Michelle Zuria: Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin?! SOMBRA'nın, ajanlarını insanlıktan çıkarmayı nasıl becerdiğini asla anlayamayacağım!
Lorena Pratx: İnsanlık düşünerek işimi yürütemem. Cárpena'dan öğrendiklerim sayesinde belgelerin izini sürdüm... Artık herkesten güvendeler.
Michelle Zuria: Nerede güvendeler? Belgelere ne yaptın?!
Lorena Pratx: Yorum yok <Rütbe> <İsim>.
Michelle Zuria: Ama benden bir yorum var: Tutuklusun!

Nigel Adaku: Lorena Pratx, Ernesto Cárpena'yı öldürmekle suçlanıyorsun. Savunman nedir?
Lorena Pratx: Suçlu değilim Hakim Bey. Bu bir cinayet değildi. Ben sadece işimi yaptım.
Nigel Adaku: Senin işin SOMBRA adına adam öldürmek mi? Görüşlerini paylaşmadığım için kusura bakma!
Lorena Pratx: O meraklı yazarı öldürdüm çünkü başka çarem yoktu! Eğer o "hazineyi" araştırmaya başlamasaydı bunların hiçbiri olmayacaktı. Onu öldürmek fazlasıyla can sıkıcıydı!
Nigel Adaku: İşkenceye maruz kalmak onun adına daha can sıkıcıydı bence! Adamı tam 23 kez bıçaklamışsınız Bayan Pratx, sigara yanıklarını saymıyorum bile!
Lorena Pratx: Evet, çok pis bir hal aldı ama görevim belliydi. Cárpena SOMBRA'nın sırlarını öğrenmeye fazla yaklaşmıştı, bu yüzden ölmesi gerekti.
Nigel Adaku: Bana dediler ki SOMBRA'nın zulasındaki belgeler hakkında hiçbir şey söylemeyecekmişsin. İşlediğin suçlara ve işbirliğine yanaşmamana bakılınca...
Nigel Adaku: Mahkeme seni 40 yıl hapse mahkum ediyor!
Lorena Pratx: Sıkıntı değil! Sosyal düzeniniz er ya da geç yıkılacak, o zaman hiçbir hapishane beni tutamayacak!

-Kısa süre sonra...-
Michelle Zuria: <İsim>, bunu söyleyince kendimi yaşlanmış hissediyorum ama SOMBRA ajanları her geçen yıl daha da vahşileşiyor! O kız birini bu şekilde öldürmenin yanlış olacağını hiç düşünmemiş.
Michelle Zuria: Doğru dedin, şu SOMBRA zulasıyla ilgili söylediği şeye odaklansak iyi olur. Görünüşe göre içinde SOMBRA hücresinin on yıllar kadar önce sakladığı belgeler bulunuyormuş...
Michelle Zuria: Ne düşündüğünü biliyorum <İsim>. Arjantin'e 50'lerdeki SOMBRA hücresinin izini sürmeye geldik ve burada SOMBRA'nın faaliyet gösterdiğini kanıtlamış olduk!
Michelle Zuria: O belge sandığı buraya Antartika'dan dönen SOMBRA kaşifleri tarafından bırakılmış olabilir!
Michelle Zuria: O belgelere ne olduğunu ve içinde ne yazdığını öğrenmemiz gerek! Cinayet soruşturması kapandı, ama SOMBRA araştırmamız ivme kazandı <İsim>!

Kötülüğün Kökü 2

Elizabeth Ripley: Vahşi bir SOMBRA ajanını parmaklıklar ardına gönderdiğin için tebrikler <İsim>, ama Arjantin'e asıl gelme sebebimiz olan gizemi halen çözemedik!
Elizabeth Ripley: Lorena kurbanı, SOMBRA belgelerini içeren hazineyi keşfetmeye yaklaştığı için öldürdü.
Elizabeth Ripley: Eğer o belgeler orada SOMBRA'nın Antartika kaşifleri tarafından bırakılmışsa, o belgeleri bulmamız bize şu eski SOMBRA ajanlarının Arjantin'e döndükten sonra ne yaptıkları hakkında bilgi verebilir!
Jack Archer: <İsim>, seni bulduğuma sevindim! İntihar girişiminden sonra Lars'ı uyutmayı başardım ama ben de geberdim burada!
Jack Archer: Bunun için bir tebrik kartı yapmıyorlardır herhalde! Üzgünüm ama karın bir hain! Bir başka bahara artık!"
Elizabeth Ripley: Lars'ı aklından uzak tutacak şeyin ne olduğunu biliyorum. <İsim>'in bu vakada sana ihtiyacı olabilir!
Elizabeth Ripley: Arjantin'e kütüphaneyi arayıp ipucu bulmaya geldik. Artık boşa kürek çekmek yok! Git ve bana ipuçları getir <İsim>!

İncele: Kütüphane.
Jack Archer: Vay be. Genelde pek kitaplarla vakit geçirmem <İsim>. Sanki hepsi... ineğimsi kokuyor.
Jack Archer: Doğru dedin, şu dizüstünün üstünde Lorena'nın adı yazılı! Kilidini açarsak SOMBRA'nın zulası hakkında bir şeyler öğrenebiliriz!
Jack Archer: Şu kırık tahta da Lorena'ya ait olabilir! Hadi birleştirelim!

İncele: Kırık Tahta.
Jack Archer: <İsim>, bu mantar pano kesinlikle Lorena'ya ait: Kütüphane uyarıları, insanların geri getirmediği kitap notlarıyla dolu...
Jack Archer: Bir de Antartika'dan bahseden eski bir gazete kupürü var! Diyor ki "Antartika Keşif Ekibi Utançla Geri Dönüyor!"
Jack Archer: <İsim>, bu kesinlikle SOMBRA'nın Antartika keşfiyle alakalı! Tekrar izlerini yakaladık!
Jack Archer: Hey, doğru dedin! Fotoğraf altığında diyor ki, "Resim: Kaptan Alejandro Pratx". Bu pek de bilindik bir soyadı değil! Lorena'yla akraba olmalı!
Jack Archer: Yani Lorena'nın bir akrabası Antartika keşfine mi katılmış?
Jack Archer: Görevin başında Eduardo Ruiz diye birisinin olduğunu zaten biliyorduk ama o da sizlere ömür olduğundan çıkmaza girmiştik. Belki kaptan Pratx daha iyi bir ipucu olabilir!
Jack Archer: <İsim>, Lorena belge zulası hakkında bizimle konuşmayı reddetti ama aile konusunda dili çözülebilir! Hadi gidelim!

Lorena'yı Alejandro Pratx hakkında sorgula.
Lorena Pratx: Vaktini boşa harcıyorsun <Rütbe> <İsim>. SOMBRA zulası hakkındaki soruları yanıtlamıyorum.
Jack Archer: Onun için gelmedik zaten. Başarısız olan Antartika keşfiyle ilgili gazete kupürünü bulduk. Üzerinde Alejandro Pratx diye birinden bahsediyordu...
Lorena Pratx: Kendisi dedem olur. Yani? Söylemeye utanacağımı mı düşündünüz?
Jack Archer: Belki dedenin işleri nasıl batırdığından utanırsın diye düşündük. Makalede keşif ekibinin utançla döndüğünü yazıyor!
Lorena Pratx: Asıl utanç kaynağı Arjantin hükümetinin dedeme yaptıklarıydı!
Lorena Pratx: Arjantin bu kaşifleri kendi mandasındaki Antartika bölgesinden kovdu! Dedem SOMBRA görevinde bu yüzden başarısız oldu! Utançmış, hadi oradan!
Jack Archer: Vallahi ağıt yakacağım şimdi. Deden Arjantin'e döndükten sonra ne yaptı?
Lorena Pratx: Ekibinin tamamı değişik yerlere dağıldı. Daha ben doğmadan ülke değiştirdi.
Jack Archer: Sen de bize nereye gittiğini söylemiyorsun demek? İstediğin kadar naz yap. Neredeyse kütüphande yaşıyordun, orada cevap bulacağımızdan eminim!
Lorena Pratx: Sanki kütüphane size tüm sırlarını dökecek de! Turistik bir mağazada kendinize kıyafet falan alın siz, belki şansınız daha yaver gider!

İncele: Kütüphane Rafları.
Jack Archer: <İsim>, sence bu doğum belgesi Lorena'nın olabilir mi?
Jack Archer: Eğer haklı çıkarsan belge bize SOMBRA'lı dedesi de dahil ailesinin nereye gittiğini söyleyebilir! Hadi hemen toz atalım!

İncele: Doğum Belgesi.
Jack Archer: <İsim>, doğum belgesinde Lorena'nın adını okuyabiliyorum ama İspanyolcam burada bitiyor! Hadi bunu Dupont'a gönderelim!

Analiz et: Doğum Belgesi Detayları.
Armand Dupont: Mes amis, bana son derece nadir bir şey yollamışsınız! Daha önce Bağımsız Luzaguay Demokrasisine ait bir doğum belgesi hiç görmemiştim!
Jack Archer: Luzaguay mı? Hangi dilde bir kelime bu Dupont?
Armand Dupont: Cahil cahil konuşma Jack. Bahsettiğim bu Luzaguay adlı ülke SOMBRA ajanınızın memleketi!
Jack Archer: Zavallı kız. Haritada bile gösteremeyeceğim bir yerde büyümüş olsam ben de SOMBRA üyesi olurdum herhalde.
Jack Archer: Affedersin <İsim>. Ama cidden o gün coğrafya dersinde uyumuş olmalıyım çünkü Luzaguay'ı sorsan hakikaten de harita üzerinde gösteremem.
Armand Dupont: Luzaguay Güney Amerika kıtasının 1125 kilometre batısında bulunan ufak bir ülke. Ada ülkesi olduğu için tarihi olarak izoledir ve dünya politikasında pek öne çıkmamıştır.
Jack Archer: Ve bu Luzaguay Antartika keşif ekibinin kaptanı olan Lorena'nın dedesini göç ettiği yer!
Jack Archer: Şef Ripley bunu duymak isteyecektir <İsim>!

İncele: Şifreli Dizüstü Bilgisayar.
Jack Archer: Lorena'nın dizüstüsününün içeriği şifreli! Belki Elliot bir şeyler bulabilir!

Analiz et: Dizüstü Bilgisayar.
Elliot Clayton: Sonunda bana ilginç bir şey getirdin <İsim>! Lorena'nın bilgisayarı 51. Bölgenin bilgisayar versiyonu gibi bir şey!
Elliot Clayton: Tüm iletişim sistemini şifreli bir çevrimiçi sunucuyla sırtında taşıyormuş! Sırf dizine ulaşabilmek için şifresini kırmam gerekti!
Jack Archer: Arada bir dışarı çık Elliot.
Elliot Clayton: Her neyse. Bulduğum şu videoya bak <İsim>!

-Kaydın başı...-
Hava Durumu Sunucusu: Buenos dias. Yarınki hava durumu: 23,65 derece. Sahil için: 36,556 derece. Beş günlük tahmin: 13,7 ila 38,9967 derece arası sıcaklık beklenmekte.
Hava Durumu Sunucusu: Ayrıca yangın uyarısı var. Evlerinizi güvende tutun.

-Kaydın sonu...-
Jack Archer: Sanırsam Lorena hava durumu kanalını pek seviyormuş.
Elliot Clayton: Hayır Jack. Bu hava durumu modelleri şifrelenmiş SOMBRA mesajları!
Elliot Clayton: İşaretler de iyi yönde değil. "Yangın uyarısı var" SOMBRA zulasının yok edilmesi için verilen bir emir!
Jack Archer: Ne? Lorena'dan belgeleri yok etmesi mi istenmiş?
Jack Archer: Şimdi ne yapacağız <İsim>? Lorena zula hakkında konuşmayı reddediyor, o yüzden zaten her şeyi yakmışsa ona sormanın da bir lüzumu yok!
Jack Archer: Doğru dedin, daha Igmacio Muñoz var! Zulanın bulunmasına yardım etmişti... Belki bize anlattığından fazlasını biliyordur!
Jack Archer: Eğer SOMBRA belgelerinin bir kısmını kurtarma şansımız varsa acele etmemiz gerek <İsim>! Ignacio bize bildiği her şeyi anlatsa iyi eder!

Ignacio'ya SOMBRA belgelerine ne olduğunu sor.
Jack Acher: Bu kadar oyun yeter Muñoz! <Rütbe> <İsim> zulanın yok edilmesini emreden mesajı yakaladı! Bu belgelerin nerede olduğunu bilmemiz gerekiyor, hem de hemen!
Ignacio Muñoz: Bir şeyler biliyor olsaydım sana söylemezmiydim hiç <Rütbe> <İsim>?
Jack Archer: Beni dinle seni çakma antikacı özentisi! SOMBRA'nın sana Ernesto'nun zulayı bulmasına engel olman için ödeme yaptığını biliyoruz! İşbirliği yapmazsan o çok sevdiğin antikalarını bir daha göremezsin!
Ignacio Muñoz: Buna ne gerek var!
Ignacio Muñoz: Lorena'ya SOMBRA zulasının içinde ne olduğunu sormuş olabilirim... Ama o bana işime bakmamı söyledi!
Ignacio Muñoz: Lorena bana içindekilerin gittiğini ve şehre hiç ulaşmadığını söyledi.
Jack Archer: Şehre hiç ulaşmadı demek... Doğru dedin <İsim>! Lorena belgeleri dağlarda yok etmiş olmalı!
Jack Archer: Tırmanmamız gereken bir dağ var <İsim>! Yol için biraz enerji alsak iyi olur!

İncele: Dağlar.
Jack Archer: Olamaz! Gözünü seveyim şu yanmış kağıt yığınının aradığımız şey olduğunu söyleme!
Jack Archer: Geç mi kaldık yani <İsim>? SOMBRA belgeleri zulası yanıp gitmiş!
Jack Archer: Doğru dedin, belki küllerin arasından bir şeyler kurtarabiliriz!

İncele: Küller.
Jack Archer: Belgelerden bir tanesi tamamen yanmamış! Bu da bir şey...
Jack Archer: Mesajda "El Rey görevimize devam etmemizi emrediyor" yazıyor. Bu ne demek ki?
Jack Archer: Doğru dedin <İsim>! Bu eğer bir SOMBRA iletişim biçimiyse Michelle bu "El Rey"in kim olduğunu bilebilir! Bu kağıdı hemen ona götürelim!

Michelle'e El Rey'in kim olduğunu sor.
Jack Archer: Lorena SOMBRA belgelerini yok etmeye çalışmış ama <İsim> küllerin arasında bu mesajı buldu. "El Rey" diye birinden gelen emirlerden bahsediyor...
Michelle Zuria: El Rey mi?! Emin misiniz?
Michelle Zuria: Ama El Rey bir efsane! SOMBRA piramidinin et tepesindekilerin bile ondan öcü gibi korktuğu söylenir, gerçi bugüne kadar kendisini gördüğünü söyleyen bir kişi bile çıkmadı!
Jack Archer: SOMBRA'nın en tepesindekiler bu heriften niye korkuyorlar ki? Kim bu El Rey?
Michelle Zuria: Hikayeye göre El Rey SOMBRA'nın tamamına hükmediyor. Ama SOMBRA'nın bölünmüş olması boşuna değil! Her ajan, her komutan değişebilir. Tek bir üstün liderin olması fazlasıyla riskli!
Jack Archer: Buna rağmen şu not El Rey gerçekmiş gibi yazılmış <İsim>! Sanırım nihayet peşinde koştuğumuz kişinin kim olduğunu öğrendik!
Michelle Zuria: <İsim>, madem El Rey'in peşine düşeceksin, o zaman maaşımı çeksem iyi olur! Bulabileceğimiz tüm paraya ihtiyacımız olacak!

Daha sonra...
Lars Douglas: Şey <İsim>. Uyandım da. Aaa. Sarhoşken yaptığım bazı şeyleri hatırladım. Seni korkuttuğum için üzgünüm!
Jack Archer: Bence de üzgün ol! Kalpten gidiyordum resmen burada! Bir daha sakın böyle bir şey yapma Lars!
Lars Douglas: Şey... Kızlara annelerinin bir daha dönmeyeceğini söylemek çok ağır geldi...
Lars Douglas: Merak etmeyin, yardım alacağım. Marina'yla bir randevu ayarladım.
Jack Archer: İyi yapmışsın usta! Kendine iyi bakman lazım!
Elizabeth Ripley: Bence de iyi yapmışsın ama daha önemli bir meseleyi görüşmemiz gerek! <İsim>, duyduğum şu efsanevi SOMBRA lideri muhabbeti de nedir?
Michelle Zuria: Adı El Rey ve inanın bana, gerçek olduğunu düşünseydim size ondan çok daha önceden bahsederdim!
Elizabeth Ripley: Eğer El Rey'i yakalayabilirsek, SOMBRA'yı en tepeden çökertebilir, nihayet ejderhayı öldürebiliriz! Onunla ilgili her türlü ipucu için gözümüz açık olsun!
Jack Archer: Şimdilin SOMBRA'nın kökleriyle iligili elimizde yeni bir ipucu var! Başarısız Antartika keşfinden sonra eski SOMBRA hücresi dağılmış ve ajanlarından en azından biri Luzaguay'a taşınmış.
Elizabeth Ripley: Dediğine göre SOMBRA ajanı Lorena'nın dedesiymiş... Ama ailesinin dışında ülkede SOMBRA faaliyetine işaret eden bir veri yok.
Elliot Clayton: Evet var! <İsim>, Lorena'nın hava durumu şifreli emrini nasıl aldığını hatırladın mı? İşte o video Luzaguay'da çekilmiş!
Elizabeth Ripley: O zaman Luzaguay'da SOMBRA'ya çalışan birileri hala var!
Elizabeth Ripley: Öyleyse sıradaki durağımız Luzaguay <İsim>!

Advertisement