Criminal Case Wiki
Advertisement
Vaka Diyaloglar


Andrea Marquez: <Rütbe> <İsim>, seninle konuşmam gerek! Çözemediğim bir gizem var.
Andrea: İki hafta önce, Osprey Havayollarına ait bir uçak Pasifik Koyu Havaalanına giderken dağların tepesinde bir yerde radardan kayboldu.
Andrea: Dağlara arama kurtarma ekipleri yolladık ama halen hayatta kalan birilerine ulaşamadık!
Andrea: Bu yüzden yeteneklerine ihtiyacım var, <İsim>. Sen samanlıkta iğne bulabilen birisin, dağın tepesinde yüz tonluk uçağı bulmak çocuk oyuncağı olur herhalde!
Andrea: Yalnız bir mesele daha var. Uçaktaki yolculardan birisi Bobby Prince'miş. Hatırlarsın ki Amy ve kendisi oldukça yakınlar.
Amy Young: Ne olmuş Bobby'ye?! Bir yerlere uçtuğunu biliyordum da ne zamandır sesi soluğu çıkmıyordu!
Amy: Andrea, lütfen <İsim> ile birlikte uçağı aramama izin ver! Burada oturup Bobby'nin başına ne geldi diye merak edip endişelenmek istemiyorum!
Andrea: Sana da uyar herhalde, <İsim>. Yalnız, orada dikkatli olun. Bir arama ekibi de size çıkarmak zorunda kalmayayım!

-Daha sonra, dağın yamacında...-
Amy: Bobby! Bobby!
Amy: İşe yaramıyor! Bu tipide hiçbir şey göremiyorum!
*YARDIM EDİN!*
Amy: Sen de bir ses duydun mu?! Kim var orada?!
Bobby Prince: Bal ayısı... Beni buldun...
Amy: Bobby! Yaşıyorsun!
Bobby: Evet ama... yiyeceğim yok. Uçak... dağa çakıldı. Yanardağı buldum. Sonra da sesini duydum... Ah, bal ayısı...
Amy: Katılıyorum, <İsim>! Bobby'yi karakola geri gönderelim. Ben Bobby'yi almaları için Dağ Arama Kurtarma Ekibi ile temasa geçiyorum!
Amy: Doğru dedin! Bobby yanardağdan bahsetti! Daha fazla hayatta kalan yolcu olabilir, gidip yoklamamız gerek!

1. Bölüm

İncele: Lav Yatağı.
Amy Young: Nasıl ya?! Orada... bir... ceset var! <İsim>, o adam kızartılmış!
Amy: Sence birisi bu adamı pişirip yemeye mi çalışmış?! Belki yolcular yokluktan ölülerini yemeye başlamışlardır...
Amy: Yok, <İsim>, haklısın! Suratındaki ifadeye, acıya bak! Kızartılırken hayattaymış. Bu... bu bir cinayet!
Amy: O kamp malzemelerini almayı iyi akıl ettin, <İsim>. Bunlar katile ait olabilir. Hadi bunları arayalım!
Amy: Haklısın, ayrıca Bobby ile de konuşmamız gerek. Onu cinayet mahallinin yakınında bulduk. Dağ Arama Kurtarma onu karakola götürmüştü. Umarım iyidir!
Amy: Kafamda deli sorular! Kim bu adam? Hayatta kalan başka kimse var mı?! <İsim>, bu işi çözmek senin elinde!

Otopsi: Kurbanın Cesedi.
Roxie Sparks: Beni bilirsin <İsim>, ben genelde cesetlerimi orta pişmiş tercih ederim. Senin yanardağda bulduğun ceset bildiğin çok pişmiş!
Roxie: Her neyse, her zamanki gibi haklısn. Bu bir cinayet. Kurbanın kafasına sopayla vurulmuş, bir kazığa bağlanmış ve lavın üzerinde kızartılmış!
Roxie: Onu öldüren şey iç organlarını pişiren ısıydı! Cinayet silahı bir tür ateş ocağı!
Roxie: Bu adamı her kim öldürmeye çalıştıysa onu yemeye çalışmış. Her yerinde diş izleri vardı ve adamın etiyle derisinin bazı kısımları eksik.
Roxie: İnsna etinin tadının tavuk gibi olduğunu duymuştum. Katili bulunca bunun doğru olup olmadığını sorar mısın, <İsim>?
Amy: Roxie, Allah aşkına.
Roxie: Katilin cesedin üzerinde bıraktığı tek madde garip bir kimyasal olan kalsiyum fosfattı. Bu genellikle sadece bitkisel diş macunu türlerinde kullanılır.
Amy: Yani bunu her kim yaptıysa bitkisel diş macunu kullanıyor öyle mi? Yamyamların diş macunu kullanacağı aklımın ucundan bile geçmezdi doğrusu!

Bobby Prince ile dağın yamacında ne gördüğü hakkında konuş.
Amy: <Rütbe> <İsim> ve ben sana kazayla ilgili bir kaç soru soracağız. Senin için bir sakıncası yoktur herhalde?
Bobby Prince: Kaza mı? Ah Amy, çok korkunçtu! Buz gibiydi. Yiyecekler hemen tükenmişti. Açlıktan ölecektik!
Amy: Bobby... <Rütbe> <İsim> yanardağının orada... yani seni bulduğumuz yerde bir ceset buldu. Bu adamı tanıyor musun?
Bobby: Evet, tanıyorum! Bu uçağımızın pilotu Kaptan Pilot Hugo!
Bobby: Öldüğüne inanamıyorum! Hepimizin bu işin içinden sağ çıkacağına inanıyordum.
Amy: Hepimiz derken? Başka hayatta kalanlar da mı var?!
Bobby: Evet! Kazadan bir hafta sonra terk edilmiş bir askeri gözlemevi bulup oraya sığınmıştık. Kaptan Pilot Hugo'yu da en son orada gördüm!
Amy: İyi dedin, <İsim>! Eğer kurban canlı olarak en son askeri gözlemevinde görülmüşse gidip oraya bakmamız gerek! Kaybedecek bir saniyemiz bile yok!
Amy: Bir saniye, belki hayatta kalanlar halen gözlemevindedirler!
Amy: İyi akıl ettin! Dağ Arama Kurtarmayı arayıp orayı yoklamalarını söyleyeyim!

İncele: Eski Gözlemevi.
Amy: Demek hayatta kalanlar burada, şey, hayatta kalmışlar! Ve kurbanımız da en son burada canlı olarak görülmüş. Ne kadar mahzun bir yer!
Amy: Aldığım duyuma göre Dağ Arama Kurtarma hayatta kalan bütün yolcuları karakola gtürmüş. Yann onlara meşhur yahnisinden yapar!
Amy: Sence o dolap hayatta kalanlardan birine ait olabilir mi? Belki içinde Kaptan Pilot Hugo hakkında bir şey vardır! Kilidini kırabilir misin peki?
Amy: O parçalanmış fotoğrafın bir ipucu olduğunu mu düşünüyorsun? İçgüdülerine güveniyorum, <İsim>. Hadi bunu birleştirelim!

İncele: Paramparça Fotoğraf.
Amy: Vay canına, <İsim>, toparladığın fotoğraftaki kadın çok güzelmiş! Sence uçaktaki hayatta kalan yolculardan biri olabilir mi?
Amy: Haklısın, üzerinde bir mesaj var: "Hayranlarıma bir not: Eğer ölürsem, sorumlusu o pilottur!"
Amy: Katılıyorum, eğer bu kadın kurbanı sevmiyordu ise onunla konuşmalıyız! Onu veri tabanında bulabilir misin, <İsim>?

İncele: İmzalı Fotoğraf.
(İncelemeden önce)
Amy: Haklısın <İsim>, bu fotoğraf oldukça eski... Bu durumda kadın veri tabanımızda daha yaşlı çıkacaktır! ama eminim ki onu bulacaksın!
(İncelemeden sonra)
Amy: Harika iş çıkardın <İsim>! Demek bulduğun bu fotoğraf, Celine Dernier'in eski bir fotoğrafıymış!
Amy: Celine Dernier... Hey, o ismi biliyorum! Onu tanıyamadım, bir zamanlar çok güzeldi... 50 yıl önce Ivywood'un en büyük yıldızıydı!
Amy: Demek Celine Dernier o uçaktaymış ve, fotoğraftaki mesaja bakacak olursak eğer, kurbanımızdan hoşlanmıyormuş!
Amy: Doğru dedin, o da diğer hayatta kalanlarla birlikte burada olabilir! Hadi gidip onunla konuşalım!

Celine Dernier'e kurbanı neden suçladığını sor.
Amy: Affedersiniz, Bayan Dernier? Bir imza istememin sakıncası olur mu? 50 yıl önce acayip meşhurdunuz!
Amy: Eee... Yani... Anneannem seviyordu! Siz sırf yaşlı insanlar seviyor demek istemiyorum fakat, o seviyor... ve... ııı...
Celine Dernier: Elbette seviyor! Beni herkes sever! Ben bir yıldızım! Sen de bunu asla unutma.
Amy: Her neyse. <Rütbe> <İsim> size Kaptan Pilot Hugo hakkında bir kaç soru sormak istiyor...
Celine: Beceriksiz andaval! Eğer onun gibi işe yaramaz bir yardımcım olsaydı, siz daha "Üç, iki, bir, kayıt!" diyemeden onu kovardım!
Amy: Nasıl böyle konuşabiliyorsunuz?! Kaptan Pilot Hugo kızartıldı!
Celine: Kızartıldı mı?! Ha! Birisi onu yemeye mi çalışmış? Eminim beyni bir lokmalık bile değildi.
Celine: Bak hayatım, Kaptan Pilot Hugo'nun yapacağı tek şey uçağı havada tutmaktı. Ama o bunu beceremedi! Bu tarz bir beceriksizlik ikinci bir şansı hak etmez.

İncele: Baş Üstü Dolabı.
Amy: O dolabın kilidini açarak harika iş çıkardın, <İsim>! Birileri içine not mu bırakmış? Ne yazıyor?
Amy: Haklısın <İsim>! Üzerinde kurbanın adının yanında bir de kalp işareti var. Bu not ona yazılmış olmalı!
Amy: Bu rakamlar ve semboller ne anlama geliyor peki? Bir çeşit gizli şifre olmalı! Haklısın, iyisi mi bunu Hannah'ya gönderelim!

Analiz et: Şifreli Not.
Hannah Choi: Şifreli kasa da bulduğunuz not oldukça karmaşıktı. Ama beni bilirsiniz işte, onu gözlerim kapalı çözdüm!
Hannah: Fakat mesaj biraz tuhaftı. "Yıl Dönümümüz Kutlu Olsun Tatlım! Bagaj bölümüne saklandım, seni bekliyorum. Betty".
Amy: Kurbana gönderilmiş, yıl dönümünden bahseden bir mesaj... <İsim>, sence bu kurbanın eşi olabilir mi?
Hannah: Hayatta kalanların kayıtlarına bir bakayım, bakalım neler çıkacak...
Hannah: Hey! <İsim> haklıymış! Karakolda hayatta kalanlar arasında Betty Hugo diye birisi var! Kendisi kurbanın eşi!
Hannah: Ama "Bagaj bölümüne saklandım, seni bekliyorum" ne demek olabilir? Uçağa kaçak mı girmiş?!
Amy: Bu çok çılgınca! Neden bir bilet almamış ki?!
Amy: Katılıyorum <İsim>! Gidip Betty Hugo ile konuşsak ve neler olduğunu öğrensek iyi olur!

Betty Hugo'ya uçakta ne aradığını sor.
Betty Hugo: Ah benim zavallı kocacığım! Benim zavallı, tatlı, yakışıklı, harika, şefkatli, cesur-
Amy: Anladım, Bayan Hugo, belli ki onu çok seviyormuşsunuz.
Betty: Sevmek ki? Ona aşıktım! Bir birbirimiz için her şeydik! Evlilik yıl dönümümüzde ona sürpriz yapmak için uçağına kaçak yoldan bindim!
Betty: Beni gördüğüne çok sevinmişti. Sonra da çakıldık...
Betty: Ama kazadan sonra bile bana harika davrandı. Benimle yemeğini paylaştı. Beni sıcak tuttu. Birlikte hayatta kaldık.
Betty: Ona bunu yapanı bir elime geçireyim, onu kendi ağzımla yiyeceğim!

İncele: Kamp Malzemeleri.
Amy: Uff, bu şeyler de neyin nesi?! Ayrıca üzerilerindeki şey kan mı?!
Amy: Ha, anladım! Bunlar kar ayakkabısı, küçükken bende bunların pembe bir çifti vardı!
Amy: Daha önce hiç böyle kar ayakkabıları görmemiştim, ve üzerilerindeki kan... Katılıyorum, umarım Yann bize bunlar hakkında daha fazla bilgi verebilir!

Analiz et: Kar Ayakkabıları.
Yann Toussaint: Kar ayakkabılarını çok sık kullanırdım: kutuplarda yürüyüş yaparken, Grönland'da balık tutarken... Ama sizin yanardağda bulduğunuzun benzerini hiç görmedim!
Yann: Kar ayakkabılarını kaplayan şu şey. Hani şu kanlarla kaplı olan... Kurbanın derisindne yapılmış!
Amy: Ne?! Uff! Söyleyecek söz bulamıyorum! Birileri kurbanın derisini kar ayakkabısı yapmak için kullanmış!
Yann: Katil tam bir ruh hastası. Ama becerikli biri. Derinin üstündeki şu dikişe bakın! Tam bir profesyonel işi
Yann: <İsim>, her iddiasına girerim ki aradığınız kişi dikiş dikmeyi bilen biri!
Amy: Katil dikiş mi dikiyor? Böylesine hoş bir hobi, nasıl böyle iğrenç bir amaç için kullanılabilir?!

Daha sonra, dağın yamacında...
Amy: Andrea'nın bizden uçak enkazını aramamızı isteyeceğini biliyorum <İsim>, ama sanki bu sisin içinde sonsuza kadar arıyormuşuz gibi hissediyorum!
Amy: Sisin dinmesini beklesek iyi olur. Şimdi elimizde canlı canlı kızartılıp yenmiş bir kurban ve...
Amy: Açlıktan ölmek üzere olan bir uçak dolusu hayatta kalan var!
Amy: Kurban benim için bir gizem nedense. Karısının tarifine bakarsan adamı evliya sanarsın!
Amy: Ama Celine Dernier açıkça ondan ölümüne nefret ediyor.
Amy: Ve zavallı Bobby'de kendini başka bir cinayetin içinde buldu. Belki de ona bir adet "Tekrar şüpheli olduğun için üzgünüm" keki pişirmeliyim!
Amy: Ne? Bir şeyler mi gördün, <İsim>?... Bir saniye, sanırsam sis diniyor...
Amy: İnanamıyorum, <İsim>! Kaza alanını buldun!!!

2. Bölüm

Dağın yamacında...
Amy Young: İnanamıyorum, <İsim>! Kaza alanını buldun!
Amy: Evet, kurbanın ve diğer hayatta kalan yolcuların kaza alanında bir hafta kadar kaldıklarını biliyoruz...
Amy: Daha sonra da askeri gözlemevinde saklandılar. Bir süre sonra da pilot, dağdan aşağıya inip öldürüldüğü yer olan lav yatağına gitti.
Amy: Ama elimizde halen yapbozun büyük bir parçası eksik, evet. Umarım kaza alanını aradıktan sonra o parçayı da buluruz!

İncele: Kaza Alanı.
Amy: Kazadan hayatta kalanların burada nasıl dayanabildiklerini aklım almıyor! İnsanlar resmen cehennemi yaşamış olmalılar.
Amy: Eminim o servis arabasının içinde hiç yiyecek kalmamıştır. Belki ipucu falan buluruz. Hadi arayalım.
Amy: Sence bu pilotun şapkası olabilir mi? Fakat... üzerinde kan var! Peki şu beyaz madde de ne, sence bir örnek almalı mıyız?
Amy: İyi akıl ettin, <İsim>! Uçağın manifestosu bize o ölümcül uçuşta kimlerin olduğunu söyleyebilir... tabii önce ne yazdığını açığa çıkarabilirsen!
Amy: Amanın, o bir kemik yığını mı?
Amy: Belki birisi daha katil tarafından yenmiştir? Hadi iskeleti birleştirelim ve... ve ne olduğunu bulalım!

İncele: Pilotun Şapkası.
Amy: Pilotun şapkasındaki o garip maddeden bir örnek alarak harika iş çıkardın, <İsim>! Şimdi tek yapmamız gereken şey bunu Yann'a göndermek!

Analiz et: Beyaz Madde.
Yann Toussaint: <İsim>, kurbanın şapkasında bulduğun o beyaz maddeyi inceledim, sayehat hastalığı haplarına ait bir madde!
Amy: Ah, seyahat hastalığı! Çok berbattır! Her uçuşumda bana da olur, her yere kusarsın, çok utanç verici bir şey!
Yann: İlginç olan şu ki, şapkadaki kan kurbana ait ama Roxie kurbanın kan akışında bu haplara dair hiçbir iz olmadığını teyit etti. Bu da demek oluyor ki...
Amy: Seyahat hastalığı hapları alan bir katil arıyoruz! İyi iş çıkardın, <İsim>, bunu katilin profiline ekliyorum!

İncele: Servis Arabası.
Amy: Bu. İğrenç. <İsim> Allah'ını seversen o servis arabasından neden içi... şey... kusmuk dolu bir torba aldığını izah et!
Amy: Hee, <İsim>! Birisi o torbanın üstüne bir not mu yazmış?! Ben pudra takımını getireyim. İstediğini yap ama sakın, bak sakın o torbayı açma!

İncele: Kusmuk Torbası.
Amy: Haklıymışsın! O iğrenç kusmuk torbasının üzerinde gerçekten de bir mesaj varmış. Mesajda "İşte akşam yemeğin, Kaptan Pilot Hugo! Sevgilerle, Marcus".
Amy: Yani birisi kurbanımıza kusmuk torbası mı vermiş? Belli ki onu pek sevmiyormuş!
Amy: Haklısın, hayatta kalanlar arasında Marcus diye birisinin olup olmadığını öğrenmeliyiz! Karakolu arıyorum!
Amy: Alo, Hannah. Karakolda hayatta kalanlar arasında Marcus diye birisinin olup olmadığına bakabilir misin?
Hannah Choi: Ha! Bakmaya gerek yok! Marcus Peel adlı bir uçuş görevlisi az önce sigaralarımı çalmaya yeltendi!
Amy: <İsim>, işte adamımız! Hadi gidip Marcus Peel ile konuşalım!

Marcus Peel'a kurbana neden bir kusmuk torbası gönderdiğini sor.
Amy: Bay Peel, Kaptan Pilot Hugo'nun pek hayranı değişmişsiniz anlaşılan?
Marcus Peel: Ne diyorsunuz siz?! Aramız gayet mükemmeldi! Onunla arkadaştık!
Marcus: Sürekli uçmak insanı sıkar, bizde sürekli birbirimize karşılıklı şakalar yapardık!
Marcus: Bir keresinde özel bitkisel diş macunumun yerine basur kremi koymuştu! İğrençti! Ama ondan intikamımı aldım.
Amy: Evet, <Rütbe> <İsim> ufak eşek şakanızı buldu, Bay Peel.
Marcus: He, kusmuk torbası mı? Bir çocuk hastalanmıştı ve bende buna karşı koyamadım! Ama eminim ki Hugo'yu güldürmüştür!
Marcus: Bunu ona verme fırsatını bulamadan çaklıdık. Ve şimdi o öldü, ben kime şakalar yapacağım...

İncele: Uçuş Manifestosu.
Amy: <İsim>, sayende o uçuş manifestosu yeni gibi duruyor!
Amy: Bazı isimler... küçük tabutlar ile işaretlenmiş! Aman Yarabbi! Bunlar kazada ölen insanlar olmalı!
Amy: Umarım hayatta kalanlar ölenleri düzgün bir şekilde gömebilmiştir.
Amy: Celine Dernier ve Bobby listede var. Doğru dedin, <İsim>! Hayatta kalan bir kişi daha var, adı Alice Blick! Kim ki bu?! Sence hala hayatta mıdır?!
Amy: Harika fikir, <İsim>! Alice Blick'in nerede olduğunu bilse bilse Russell bilir! Manifestoyu ona gönderiyorum!

Analiz et: Uçuş Manifestosu.
Russell Crane: Bulduğun bu manifestoda adı olan kazadan kurtulan Alice Blick hakkında bazı bilgiler topladım.
Russell: Alice'in Friendnet profilini inceledim ve sadece beş arkadaşı olduğunu gördüm. Yalnız bir kız belli ki.
Russell: Genelde sosyal ağlardaki oyunlarda yüksek skorlar almış. Yani zeki biri. Mutlaka en güvenli yerde olmak isteyecektir.
Russell: Lisans diplomam üzerine iddiaya girerim ki diğer hayatta kalanlar kurtarıldığına ve orası boş olduğuna göre Alice Blick askeri gözlemevine geri dönmüştür.
Amy: Sen hiç yanılmazsın Russell, tıpkı <İsim> gibi! Onu askeri gözlemevinde bulacağımıza eminim!

İncele: Gözlemevi Deposu.
Amy: Askeri gözlemevini arayarak iyi iş çıkardın <İsim>! Yalnız kayıp şüphelimiz Alice'i halen göremiyorum, acaba nerede saklanıyor?!
Amy: Şu bulduğun cisim de ne? Bir kara kutu mu? Ama... Bu kahverengi?!
Amy: Ha, anladım. Bu bir uçuş kayıt cihazı. Uçuş sırasında uçağın kokpitinde geçen konuşmaları kaydetmeye yarıyor.
Amy: Haklısın, bu uçağın kara kutusu olmalı, ikisinde de aynı amblem var. Belki kilidini açarsan, uçuş sırasında ne olduğunu-
Alice Blick: Siz de kimsiniz?! Burada ne işiniz var?! Gidin! Beni yalnız bırakın!
Amy: Bir saniye. Alice Blick siz misiniz?! Hayattasınız! <İsim> buraya sizi kurtarmaya geldi!
Alice: Kmisenin yardımına ihtiyacım yok! Başımın çaresine bakabilirim!
Amy: Nankörlüğe gel! Bayan Blick, beğenseniz de beğenmesenizde karakola geliyorsuz! Bir cinayet yaşandı ve <Rütbe> <İsim>'in size soruları olacak!

Alice Blick'e kurban hakkında ne düşündüğünü sor.
Alice Blick: Allah rızası için bırakın gideyim. Dağda olmak hoşuma gidiyor!
Amy: Burada daha güvendesiniz Bayan Blick. <Rütbe> <İsim>'in size Kaptan Pilot Hugo hakkında soruları var.
Alice: Ucube herif. Adamda resmen gavur gözü vardı! Bir süre diğer yolcularla kalmıştım ve bana sürekli ters ters bakıyordu.
Alice: Açlıktan ölmek üzereydik, ama valizimde biraz bitkisel diş macunu vardı. Tabii salak gibi gittim onu o pilot olacak herifle paylaştım!
Alice: Başta iyiydi. Sonra bana dokunmaya başladı. Beni öpmeye çalıştı. Arkasından da "Eğer ölürsem, mutlu bir şekilde öleceğim" dedi.
Alice: Yapmamasını söyledim ama beni dinlemedi. Sonra onu ısırdım ve kar fırtınasının arasında kayboldum.
Alice: O pislik herifi de en son o zaman gördüm işte. Artık gidebilir miyim?

İncele: Karakutu.
Amy: O kara kutuyu saniyesinde açarak harika iş çıkardın. Bunu Hannah'ya gönderelim, belki bize kaza hakkında daha fazla bilgi verebilir!

Analiz et: Uçuş Kaydı.
Hannah Choi: <İsim>, bulduğun kara kutu kesinlikle ilginç bir şey!
Hannah: Kara kutular kokpitte olup bitenleri kaydeder. Artık uçak kazasına neyin sebep olduğunu öğrenebiliriz. Size göstereyim...

-Uçuş kaydı: Osprey Uçuşu 9051. 15:14:23...-
Harry Hugo: Tango-Delta-Foxtrot 23 konuşuyor, Beyaz Tepeler üzerinden alçalmaya hazırız...
Betty Hugo: Sürpriz! Yıl dönümümüz kutlu olsun sevgilim!! Seni görebilmek için kargo bölümüne saklanmıştım!
Hugo: Aman Allah'ım! Betty! Evde her şeyi yeterince açık biçimde anlattığımı sanıyordum! Bitti. Senden ayrılıyorum!
Hugo: Artık evlendiğim kadın değilsin! Mesela duba gibi oldun!
Betty: Ama... Beni terk edemezsin! Ben... İlk seni öldürürüm!
Hugo: Lanetler kovalasın Betty, bir dene de görelim!
Betty: Önüne bak Harry! Dağ! Çarpmak üzereyiz!
Hugo: Aman Allah'ım! Mayday! Mayday!
*ÇARPMA*

-Yeniden laboratuvarda...-
Amy: Buna inanamıyorum! İnsan hayatı bu kadar ucuz olmamalı! Yolcularla dolu uçak bir çiftin kavgası yüzünden kaza yapmış!!!
Amy: Haklısın <İsim>! Betty Hugo bize kocasıyla ilişkisinin çok iyi olduğunu söylemişti! Görünüşe bakılırsa yalan söylemiş. Ona bu korkunç trajedinin ardındaki gerçeği soralım!

Betty Hugo'yu kurbanla olan ölümcül kavgası hakkında sorgula.
Amy: Pekala Bayan Hugo, <Rütbe> <İsim> uçağın neden çakıldığını biliyor. Uçak, sizin kocanız ile ettiğiniz kavga yüzünden çakılmış.
Betty Hugo: Ben bu evliliği yürütmek için elimden geleni yaptım, ama Harry hiç oralı bile değildi!
Betty: Tek istediğim şey evde kalıp eski çoraplarını toplamaktı. Ama o, gezip tozmayı tercih etti.
Betty: Ama yine de, derinlerde beni sevdiğini düşünüyordum. Ama sonra bir gün eve geldiğimde birisinin benim özel bitkisel diş macunumu kullanmış olduğunu fark ettim. Biriyle ilişkisi varmış!
Amy: Sırf diş macununuzdan mı kocanızın biriyle ilişkisi olduğunu anladınız?!
Betty: Diş fırçamda ruj izi buldum! Onu sıkıştırdım ve benden boşanmak istedi! Beni terk etmek istedi! Kimse benden boşanamaz!
Betty: Ama o artık öldü, yani sonsuza kadar benim!

İncele: Kemikler.
Amy: Aaaa! Kaza alanında bulduğun o kemikler bir köpeğe aitmiş! Bu hayatımda gördüğüm en üzücü şey!
Amy: Pardon <İsim>, haklısın! Canlı canlı kızartılmış bir adam bulduk ki bu daha berbat! İyi de burada köpeğin ne işi var? Kime aitmiş?
Amy: İyi fikir, belki o zavallı köpeğin veteriner kayıtları vardır! Bilgisayar yeteneklerini kullanarak bu köpeğin kime ait olduğunu bulabilir misin?

İncele: İskelet.
Amy: Demek o köpek Celine Dernier'e aitmiş! Aaa, pek tatlıymış!
Amy: <İsim>, gidip kendisine köpeğinin nasıl öldüğünü sormalıyız? Allah'ım, inşallah ağlamam!

Celine Dernier ile ölen köpeği hakkında konuş.
Amy: Bayan Dernier... Gerçekten çok üzgünüm fakat köpeğinizi kaza alanında bulduk. Başına ne geldiğini öğrenebilir miyiz?
Celine Dernier: Bana Hitchcock'tan bahsetmeyin! O dünyanın en tatlı köpeğiydi fakat o mankafa pilot onu yedi!
Amy: Harry Hugo köpeğinizi mi yedi?!
Celine: Kaza alanındaydık ve günlerdir bir şey yememiştik. Hepimiz açlıktan ölmek üzereydik.
Celine: Daha da kötüsü içkimzde de kalmamıştı! Resmen parfümüm ile bitkisel diş macunumu karıştırarak kendi Manhattan'ı mı yapmak zorunda kaldım. İnanabiliyor musunuz?!
Celine: Tek tesellim Hitchcock'du. Buz gibiydi, ama ona ufak bir kazak örmüştüm ve gece birbirimize sarılarak uyumuştuk.
Celine: Sabah bir uyandım ve bir baktım Hitchcock yok! Her yerde onu aradım. Sonra da o pilotu köpeğimi yerken gördüm!
Celine: Eğer bu dünyada adalet varsa, o adam kesinlikle gebermeyi hak etti!

Daha sonra karakolda...
Amy: Neyse ki bu vakada benim yanımdasın <İsim>. Eğer sen olmasaydın şimdiye çoktan aklımı yitirmiştim!
Amy: Kurbanımız, karısı Betty'den boşanacakmış! Kavga etmişler ve sonra da uçak kaza yaptı!
Amy: Sonra hayatta kalanlar dağın yamacında bulundukları sırada kurban, Celine Dernier'in köpeği Hichcock'u yemiş!
Hannah: Hey <İsim>, Alice Blick'i gördün mü? Sorgu odasına baktım ama ortalarda yok.
Amy: Ama... Onunla daha işimiz bitmemişti! Kurbanı sapıklıkla suçluyordu, başka bir şey olmuş olması lazım!
Amy: Sence dağa geri dönmüş olabilir mi <İsim>?! Kalabalıktan kaçmak için resmen can atıyordu!
Hannah: Umarım oraya gitmemiştir! Duymadınız mı?! Dağdan tehlike sinyali geldi! Her an çığ düşebilir!
Amy: Ya Alice çığa yakalanırsa! <İsim>, eğer hızlı hareket etmezsek elimizde bir kurban daha olur!

3. Bölüm

Dağın yamacında...
Amy Young: Alice? Alice! Neredesin?! Şüphelilerden birinin dağa kaçtığına inanamıyorum! Orası çok tehlikeli!
Amy: İşe yaramıyor <İsim>, saatlerdir arıyoruz! Bir şüpheliyi kaybettik, Kaptan Pilot Hugo'nun katiline bir adım bile yaklaşamadık ve fırtına da iyice kötüye gidiyor!
Amy: Haklısın, pes edemeyiz! İyi fikir, kaza alanına sığınabilir, hazır oraya gitmişken bir kez daha göz atabiliriz!

İncele: Hayatta Kalanların Sığınağı.
Amy: Resmen inanılmazı başardın <İsim>! Fırtınadan kurtulmakla kalmadık, aynı zamanda soruşturmamıza yardım edecek ipuçları da bulduk!
Amy: O tuhaf sarı parçalar plastik mi? Belki onu birleştirirsen ne olduğunu öğrenebiliriz.
Amy: Bulduğun bu radyo kilitli. Soğuk hava devrelerini bozmuş olabilir mi? Kilidini açacağından adım gibi eminim <İsim>!
Amy: Aman Yarabbim! O da ne?! O şeyi benden uzak tut! O kardan adam aylarca rüyalarıma girecek şimdi!
Amy: Üzerinde bir mesaj mı var? "Kaptan Pilot Hugo! Seni canlı canlı yiyeceğim!" Görünüşe bakılırsa kanla yazılmış, evet! Bir örnek alsan iyi olur!
Alice Blick: Yine mi siz ikiniz?! Size beni yalnız bırakmanızı söylemiştim!
Amy: Alice! Allah'a şükür. Burada ölebilirdin!
Amy: Kendinden utanmalısın. <İsim> fıldır fıldır her yerde seni aradı! Bir cinayet soruşturmasında şüphelisin, bu yüzden de sana tekrarda ihtiyacımız olana kadar karakolda duracaksın! Şimdi git!

İncele: Yırtık Kumaş.
Amy: Harika iş çıkardın <İsim>! Demek o turuncu parçalar bir can yeleğiymiş!
Amy: İyi yakaladın <İsim>! Üzerinde kurbanın adı yazılı! Bu onun kişisel yeleği olmalı.
Amy: Yalnız yine de hasarlı gibi duruyor... Plastiği kesilmiş! Bir saniye, sence birisi bu can yeleğini sabote mi etmiş?
Amy: İyi de şüphelilerimizden hangisi böyle bir şey yapabilir ki?
Amy: İyi akıl ettin <İsim>! Uçuş görevlileri can yeleklerine erişme hakkına sahip! Hadi gidip Marcus Peel ile konuşalım!

Marcus Peel'a kurbanın can yeleğini neden sabote ettiğini sor.
Amy: Marcus, bir zahmet <Rütbe> <İsim>'e bu can yeleğini neden sabote ettiğini açıklar mısın? Senin şaka anlayışın bu mu?!
Marcus Peel: Açıklayabilirim! Görüyorsunuz ya, uçuş görevlisi olmaktan nefret ediyorum. Maaşı çok tırt. Ve, dürüst olmak gerekirse, uçmaktan nefret ediyorum. Her Allah'ın günü seyahat hastalığı hapları almak zorundayım!
Marcus: O yüzden... paramı arttırmak adına... Yolculardan çalıyorum.
Amy: Yolculardan çalıyorum mu dedin?!
Marcus: Bunlar zor dönemler. Son uçuşumuzda Celine Dernier seyahat hastalığı haplarını kaybetmiş ve benden onları bulmamı istemişti, bende çantasını çalmaktan kendimi alıkoyamadım!
Marcus: Ama Harry beni gördü! Arkadaş olmamıza rağmen beni polise ihbar edeceğini söyledi!
Marcus: Bende o kadar sinirlendim ki onun kişisel can yeleğini kestim!
Marcus: Ama can yeleğini geri dikecektim, yemin ederim! Ama dikmeye fırsat bulamadan çakıldık!

İncele: Kardan Adam.
Amy: O korkunç kardan adamın üzerinden kan örneği alarak harika iş çıkardın <İsim>! Cidden çelik gibi sinirlere sahip olmalısın!

Analiz et: Kan.
Yann Toussaint: Haberler kötü <İsim>. Kardan adamın üzerinden aldığın kan örneği ne şüphelilerden herhangi birinin, ne de kurbanın DNA'sı ile eşleşmiyor!
Yann: Aslına bakarsan hiçbir insanın DNA'sı ile eşleşmiyor! "Kaptan Pilot Hugo! Seni canlı canlı yiyeceğim!" mesajı tilki kanıyla yazılmış!
Yann: Üzgünüm çocuklar ama bu mesajı her kim yazdıysa korkarım ki bir sır olarak kalacak!
Amy: <İsim> haklı! Şüphelilerimizden birinin boynunda bir tilki kürkü görmüştük!
Amy: Alice Blick bir tilki kürkü giyiyor! Mesajı yazan da o olabilir!
Amy: Seninleyim <İsim>, hadi gidip bu tehdit mesajını kurbana yazan kişinin o olup olmadığını öğrenelim!

Alice Blick ile kardan adamın üzerine bıraktığı mesaj hakkında konuş.
Amy: Alice, sarsıcı bir deneyim yaşadığının farkındayız, ama ne sebepten ötürü kurbana o tehdit notunu yazdın?!
Alice Blick: Bana inanmayacaksınız ama, dağda kaybolmuştum. Öleceğimi düşünüyordum. Sonra bir yaratık beni kurtardı.
Amy: Bu yaratığı bize tarif edebilir misin, Alice?
Alice: Büyük siyah kolları ve maskeli bir yüzü vardı. bir gözü yoktu. Nereden baksan altı metre boyundaydı.
Amy: Maskeli yüz? Altı metre boy? ... Olamaz... <İsim>, sence bu Uyurgezer olabilir mi?!
Alice: Bana avlanmayı ve öldürmeyi öğretti. Bir tilki avladım ve postundan bu kürkü kendime ördüm!
Alice: Sonra da bana insan eti istediğini söyledi! O sırada da aklıma Kaptan Pilot Hugo denen o dürzü sapık geldi!
Alice: Onun için geldiğimi anlaması için Harry'ye o mesajı yazdım! Avımın korku içinde olmasını isterim!
Alice: Şimdi efendim gelene kadar tek bir kelime dahi etmeyeceğim!
(Alice ile konuştuktan sonra)
Amy: Vay anasını, Alice bariz bir biçimde dağda tek başına kalmaktan balatayı sıyırmış! Ama sence bu, cinayet işlemiş olabileceği anlamına da gelir mi?!
Amy: Haklısın <İsim>. Bu cinayeti onun işlediğine dair kaya gibi sert bir delil bulana kadar onu karakolda göz altında tutmalıyız!

İncele: Kilitli Radyo.
Amy: Kaza alanında bulduğun radyoyu saniyesinde açtın <İsim>!
Amy: Hey, doğru! Birisi halen buradan yayın yapıyor!
Amy: Hadi dinleyelim. "SOS!... Orada kimse var mı?! Bizler 9051 No'lu uçuştan sak kurtulanlarız... Açız... Pilot tam bir canavar!... SOS!"
Amy: Bu ses! Aman... Allah'ım... <İsim>... radyoda, kurban hakkında konuşan ses... O sesi tanıyorum... O Bobby Prince'in sesi!
Amy: Onun o uçuşta olduğunu neredeyse unutmuştum! Belli ki imdat çağrısı yapmak için bu radyoyla oynamış! Çok zekice bir hareket!
Amy: Elbette, haklısın <İsim>. Bu mesaj, Bobby ile kurbanın arasının pek iyi olmadığını gösteriyor. Gidip onunla konuşsak iyi olur...

Bobby Prince ile imdat mesajı hakkında konuş.
Bobby Prince: Karakolda iyileşmeme olanak verdiğin için teşekkürler <Rütbe> <İsim>! Burası otel gibi, hatta benim kullandığım bitkisel diş macunundan bile var!
Amy: Bobby, <Rütbe> <İsim> imdat çağrını buldu. Pilotun neden bir canavar olduğunu düşünüyordun?!
Bobby: Ölünün arkasından konuşulmaz derler ama, Harry gerçekten de manyağın tekiydi!
Bobby: Uçağa bindiğim anda o herifin sağlam pabuç olmadığını anlamıştım. İlk başta yolculara sarkıntılık ediyordu.
Bobby: Bir şeyler derdim ama, seyahat hastalığı haplarım uykumu getirmişti!
Bobby: Çakıldıktan sonra herif daha da zıvanadan çıktı! Kumaş parçalarından kendime sığınak diktiğimde gelip resmen ona el koydu!
Bobby: Sonra onu stoklarımızdan yiyecek çalıp hepsini kendi başına yerken yakaladım! Allah rızası için hepimiz açlıktan gebermek üzereydik!
Bobby: Ağır konuşmak istemezdim Amy, ama... o adam bildiğin şerefsiz kapçık ağızlının tekiydi!

Daha sonra karakolda...
Amy: Sence bu vakadaki herkes kafadan sıyrık mı, yoksa bana mı öyle geliyor? Bobby hariç tabii ki de. Ama cinayet bile akli dengesi yerinde olmayan biri tarafından işlenmiş gibi! Yani, adam yenmiş resmen!
Amy: İlk olarak kocasını biraz aşırı seven Betty Hugo var!
Amy: Ve zavallı Alice, eğer gerçekten de Uyurgezeri gördüğüne inanıyorsa, ciddi bir tedaviye ihtiyacı var! Ama sence Kaptan Pilot Hugo'yu öldürebilecek kadar kuruntulu olabilir mi?
Amy: Yaklaştığımızın farkındayım <İsim>, ama yapbozun hayati bir parçası eksik!
Andrea Marquez: <İsim>, dağa geri gitmen gerekiyor! Jeologlar yanardağın çok dengesiz olduğunu söylüyorlar, lav akışı sürekli yön değiştiriyormuş!
Andrea: Lav hayati delilleri yok edebilir! İş işten geçmeden yanardağa geri dön!

İncele: Terk Edilmiş Kamp.
Amy: Burası iyice ısınmaya başladı! Allah'tan buraya zamanında gelip cinayet mahallinden gereken delilleri topladık <İsim>!
Amy: Bulduğun o eldivenler korkunç görünüyor. Üzerindeki şey kan mı? Ööh. Üzerinde başka bir şey daha var gibi! Bir tane örnek alacağından adım gibi eminim!
Amy: O metal yığını tuhaf görünüyor. Bunun lav yatağında ne işi var ki? Bunu geri birleştirirsin, değil mi?

İncele: Kırık Nesne.
Amy: Bu da ne <İsim>? Bir tür kumanda kolu mu?!
Amy: Haa! anladım, bu uçağın uçuş kontrolörü! Burada ne işi var ki?
Amy: Ayrıca üzerinde kan da var! <İsim>, sence bu şey kurbanın ölümüyle bağlantılı olabilir mi?
Amy: O zaman hiç vakit kaybetmeden bunu Yann'a gönderelim!

Analiz et: Uçuş Kontrolörü.
Yann Toussaint: Uçuş kontrolörünün üzerinden geçtim ve bil bakalım ne buldum <İsim>? Üzerindeki kan kurbana ait!
Yann: Roxie bana kurbanın kafasına sopa gibi bir cisimle vurulduğunu hatırlattı. Sanırım o cisim bu uçuş kontrolörüydü.
Yann: Yüzeyinde kıllar buldum. Hayvan kürkü. Ama hangi hayvan olduğunu çıkaramadım.
Amy: Yani... kurbanı bir hayvan mı öldürmüş...
Amy: Haklısın <İsim>, espri yapmanın sırası değil! Affedersin. Yani kürk giyen bir katil arıyoruz!

İncele: Eldiven.
Amy: Bu vaka mide bulandırıcı! Önce bir kusmuk torbası, sonra ölü bir köpek ve şimdi de o eldivenlerin üstünde bulduğun kırık tırnaklar!
Amy: Yine de onları toplayarak iyi iş çıkardın! Bunları analiz için Yann'a sen götürsen? Bunu öğürmeden yapabileceğimi sanmıyorum!

Analiz et: Tırnaklar.
Yann: Pekala <İsim>, öncelikle eldivenlerin üzerinde bulduğun tırnaklar kurbana ait değil! Roxie ile kontrol ettim.
Yann: Lakin eldivenlerin üzerindeki kan ona aitti...
Yann: Yani tırnaklar katile ait olmalı!
Yann: İşin daha da ilginci, tırnaklar sökülmemiş. Düşmüş. Çünkü katil soğuk ısırması geçirmiş!!
Yann: Bir keresinde benim de başıma gelmişti, soğuk ısırması ölümcüldür. Kan ellere ve ayaklara ulaşmaz, bu yüzden tırnaklar, kulaklar ve baş parmaklar düşmeye başlar!
Amy: Yann, senin parmakların mı düştü?! Bu korkunç!
Yann: Hayır Amy. Ama katil o kadar şanslı değilmiş. Burada bir yerde <İsim>. Soğuk ısırması geçen birini arıyorsunuz!

Amy: Gergin misin <İsim>? Ben gerginim çünkü. Nedense içimde garip bir his var. Bu cinayeti kimin istediğini bilmek istemiyorum!
Amy: Ama katılıyorum, gereken her şeye sahipsin. Hadi şu yamyam katili tutuklayalım!

Katili Tutukla.
Amy: <İsim>, Bobby'nin burada ne işi var? Neden... Allah'ım! Yoksa-
Bobby: Amy! Burada bir yanlışlık var! Kaptan Pilot Hugo'yu benim öldürmediğimi biliyorsun! <Rütbe> <İsim> yanılıyor!
Amy: Ama... Ama <Rütbe> <İsim> asla yanılmaz. Ayrıca o eldivenler üzerinde soğuk ısırması geçirmiş tırnaklarını ve... Hugo'nun şapkasında seyahat hastalığı haplarını bulduk!
Bobby: Amy! Benim kimseye zarar vermeyeceğimi biliyorsun! Ben... Seni seviyorum Amy. Bana bir baksana! Sen de beni sevdiğinin farkındasın!
Amy: Ama ona zarar verdin. Sonra da... derisinden kendine kar ayakkabısı yaptın! Sanki o bir hayvanmış gibi! Bunu nasıl yaparsın Bobby?!
Bobby: Bal ayısı! Bana inanmalı-
Amy: Bana bal ayısı deme!!! Bana hiçbir şey deme. Hiçbir şey! Sadece <Rütbe> <İsim>'e gerçeği söyle!
Bobby: Yiyeceğim kalmamıştı! Umutlarım tükenmişti! Hepimiz dağın başında ölmek üzereydik ama o adamın tek düşündüğü şey kendisiydi!
Bobby: Harry ve ben yardım aramaya gittik. Hafızam dumanlı... Çığ düştü... Bayılmıştım. Uyandığımda bir de baktım ki Harry bütün erzakları almış ve beni ölüme terk etmişti!
Bobby: Kan beynime sıçramıştı! İçimde bir şeyler gıcıklandı. Onu öldürmek istedim. Onu YEMEK istedim!
Bobby: Sonra onu bir av misali avladım. Üzerine atladım, başına vurdum. Sonra da onu bir sopaya bağlayıp lavın üstünde kızarttım.
Bobby: Tadı... Tadı iğrençti. Kokunun üstünü örtmek için bitkisel diş macunumu kullandım, ama onu yemek... İyi geldi. Kendimi güçlü hissettim!
Bobby: Ama sonra... Sen geldin Amy. Geldin ve beni kurtardın. Seni gördüğümde öfkem dinmişti. Tek amacım hayatta kalmaktı! Başka şansım yoktu!
Amy: Hayır Bobby, başka şansın vardı. Bir katilin her zaman başka şansı vardır!
Amy: Bobby Prince, Kaptan... Kaptan Pilot Harry Hugo'yu öldürmekten tutuklusun!

Edward Dante: Bobby Prince. Kaptan Pilot Hugo'yu sadece öldürmekle değil, ayrıca yemekle de suçlanıyorsun. Söylemek istediğin bir şey var mı?
Bobby: Tek amacım hayatta kalmaktı! Benim yerimde kim olsa aynısını yapardı!
Dante: Hım... Beklediğim cevap tam olarak bu değildi. Başka bir soru...
Dante: İnsan eti... tadı neye benziyordu?
Bobby: Tadı mı? Tadı neye mi benziyordu?! Hüzne, pişmanlığa, umutsuzluğa ve sevgisizliğe benziyordu.
Dante: Tavuğa benzemiyor muydu yani? O zaman denemesem de olur!
Dante: Bay Prince, seni 30 yıl hapse mahkum ediyorum. Ayrıca hapisteyken psikolojik destek de alsan iyi olur. Mahkeme sona ermiştir!

Daha sonra karakolda...
Frank Knight: Selam <İsim>! Kararı duydum. İyi iş çıkardın! Dağın tepesinde işlenen böylesi bir cinayeti çözmen beni oldukça etkiledi doğrusu!
Frank: Bu bir kutlamayı hak ediyor! Amy'yi gördün mü? Bence o da bunun üzerine içmek ister!
Frank: Bobby Prince'e kelepçeyı taktığından beridir görmedin mi?! Nereye gitmiş olabilir ki? Kız sence iyi midir?
Frank: Nerede olduğunu tahmin ediyor musun <İsim>? E gidelim o zaman!

Daha sonra dağın yamacında...
Frank: <İsim>, Amy'nin burada olduğuna emin misin? Neden buraya-
Amy: Buradayım Frank.
Frank: <İsim> ve ben saatlerdir seni arıyoruz! Ne yapıyorsun burada?!
Amy: Ben... düşünüyordum. Mesela beni öpen ilk çocuğun nasıl bir katil olduğunu.
Amy: <İsim>, memleketime geldiğim için o kadar sevinmiştim ki... Şimdi bütün geçmişim sanki bir yalandan ibaretmiş gibi!
Amy: Bazen toy olduğumu biliyorum. Ama gün geçtikçe daha iyi bir polis ve daha iyi bir insan olmak için öylesine çabalıyorum ki.
Amy: Ama ne kadar iyi olursan ol... nazik olmak için ne kadar uğraşırsan uğraş... insanlar yine de sana ihanet ediyor. O zaman niye uğraşıyoruz ki? Başkalarına nasıl güvenebilirsin?
Frank: Her şeyden önce, sen son derece iyi bir polissin kızım. Ayrıca benim olabileceğimden çok daha iyi bir insansın. Her zaman insanların iyiliğini düşünmek her babayiğidin harcı değil!
Frank: Her neyse, eski sevgilin katil çıktı, ne olmuş?! Sen bir de benim eski çıktıklarıma bak!
Amy: Teşekkürler Frank. Teşekkürler <İsim>. Arkamda sizler olduğu için öylesine mutluyum ki!

Ek Soruşturma

Duncan Young: Ah <Rütbe> <İsim>! Kız kardeşimi böylesine bunalımlı görmek beni üzüyor. Ama Bobby'yle olanlardan sonra, gayet anlaşılabilir bir durum...
Duncan: Pekala... senin için de bir sakıncası olmazsa eğer, o biraz kendisine zaman ayırırken sana yardım etmek isterim.
Duncan: Kabul etmene sevindim!... Pekala, ne üzerinde çalışıyoruz?
Andrea Marquez: Gidip Alice Blick'e baksanız iyi olur. Kaza alanında dolanırken görülmüş ve ona güvenmiyorum.
Andrea: Daha bitmedi. Celine Dernier askeri gözlemevinin orada görülmüş. İhtiyar bir kadının dağda bir başına dolanması güvenli değil. Lütfen <İsim>, Frank'le git ve onu oradan indir!
Frank Knight: Harika... Bu ihtiyar hanımefendi bana eski kaynanamı hatırladıyor... Önce kimi yoklamak istersin <İsim>? Benimle birlikte Celine Dernier'i mi yoksa Duncan ile birlikte Alice Blick'i mi?

Celine'in ne iş çevirdiğini öğren.
Frank: Affedersiniz bayan, acaba <Rütbe> <İsim>'e burada ne işiniz olduğunu söyleyebilir misiniz? Burası güvenli bir yer değil!
Celine Dernier: Ooo, sanırım daha önce karşılaşmadık, ihtiyar delikanlı!
Celine: Kazadan sonra son derece değerli bir eşyamı kaybettim. O yüzden buraya onu aramaya geldim, ama boşuna.
Celine: Ah <Rütbe> <İsim>, zaten Hitchcock'u kaybettim, o yüzden hayatımda benim için büyük önemi olan bir şeyi daha kaybetmeye dayanamam!
Frank: Aa... Lütfen ağlamayın hanımefendi. Gözlemevinde her ne kaybettiyseniz <Rütbe> <İsim>'in onu bulacağından adım gibi eminim! Lütfen bizi karakolda bekleyin!

İncele: Eski Gözlemevi.
Frank: Vay arkadaş, o ihtiyar hanım bütün vaktini bu çizimi arayarak mı geçirmiş? Üstelik solmuş da! İyisi mi sen geri kalan kısımları kurtar da bu şey neyin nesiymiş öğrenelim!

İncele: Silinmiş Çizim.
Frank: Pekala, Celine'in çiziminin silik kısımlarını kurtardın! Neymiş peki?
Frank: Haklısın, kızlardan birinin ceketinin üstünde "C" harfi var. Sence buradaki "C", Celine'in "C"si mi <İsim>? Mantıklı.
Frank: Üzerinde de: "Dünyanın en tatlı ikizleri..." yazıyor. Pek sevimliymiş... Ama ben dünyada iki tane Bayan Dernier olduğunu düşünemiyorum bile, haha!
Frank: Doğru dedin <İsim>, hadi gidip bu çizimi Celine'e verelim!

Celine'e çizimi geri ver.
Celine: Ah, kız kardeşimin çizimini bulmuşsun <Rütbe> <İsim>! Çok teşekkür ederim!
Celine: Bu çizim benim her şeyim! İkizim Stella ve ben ayrılmaz bir ikiliydik... Birlikte film yıldızı olmayı planlıyordık!
Celine: Sonra bir gün, kardeşim Ivywood'a gelip bana katılmak için uçağa bindi... ama hiç oraya varamadı. Başına ne geldiğini kimse bilmiyor.
Celine: Onu yıldız olmaya cesaretlendiren bendim... Hepsi benim suçum! Ve kız kardeşimin başına ne geldiğini hiçbir zaman öğrenemeyecek olmak dayanılacak gibi değil!
Celine: Yine de çizimimi bulduğun için teşekkürler <Rütbe> <İsim>, bu bana ondan kalan son yadigar. Lütfen, bunu özür maliyetinde kabul et!

Alice'i yokla.
Duncan: Pekala, işte geldik buradayız <Rütbe> <İsim>. Yalnız onu hiçbir yerde göremiyorum... Sence yine mi saklanıyor?
Alice Blick: Siz polisler neden beni rahat bırakmıyorsunuz?! Artık şüpheli değilim!
Duncan: Ama belli ki tramva sonrası stres bozukluğu yaşıyorsun... <Rütbe> <İsim>'e Uyurgezer tarafından "kurtarıldığını" söylemişsin!
Alice: Doğru! Kanıtı da günlüğümde... eğer onu kaybetmiş olmasaydım bütün dünya benim deli olmadığını anlardı! Duncan: Günlüğün mü? <Rütbe> <İsim>, eğer bu günlük Uyurgezer hakkındaysa, oldukça ilginç olabilir! Ne dersin, kaza alanına bir göz atalım mı?

İncele: Kaza Alanı.
Duncan: Harika işti <Rütbe> <İsim>! Haklısın, şu çantaya bir bakalım, acaba Alice'in günlüğü içinde mi!

İncele: Sırt Çantası.
Duncan: Alice'in günlüğünü o çantada bularak iyi iş çıkardın <Rütbe> <İsim>. Yalnız kar yüzünden tamamen solmuş!
Duncan: Yazıyı kurtarabilir misin? Alice'in Uyurgezer hakkında ne yazdığını çok merak ediyorum!

İncele: Silinmiş Günlük.
Duncan: Güzel işti <Rütbe> <İsim>, Alice'in günlüğünde yazanları açığa çıkardın! Hepsi de Uyurgezer hakkında!
Duncan: İlginç... Uyurgezerin ayakları... ve yürüyüş şekli hakkında bir eskiz var burada. Haklısın, Alice bütün bu detayları hayal etmiş olamaz...
Duncan: Haklısın <Rütbe> <İsim>, iyisi mi bu günlüğü laboratuvara gönderelim! Bunun altından ne çıkacağını görmek için sabırsızlanıyorum!

Analiz et: Alice'in Günlüğü.
Russell Crane: <İsim>, Alice'in çizimlerinde yer alan Uyurgezer'e göz attım... Ve görünen o ki canavarı protez bir bacakla çizmiş!
Duncan: Protez bacak mı? Neden ki?
Russell: Başta bende anlamamıştım. Ama sonra Uyurgezer'in her cinayetinden sonra suç mahallinde bu yürüyüş izlerinin bulunduğunu hatırladım.
Russell: <İsim>, eminim Uyurgezer efsanesine ilham veren yaralı İç Savaş askerini hatırlıyorsundur, değil mi?
Russell: Evet, görünen o ki bu adam savaşta bir bacağını kaybetmiş ve onun yerine protez bacak takılmış!
Duncan: Bir saniye, şimdi sen bize Uyurgezer'in bacağının aynı canavarın 150 yıl boyunca insanları öldürdüğünü kanıtladığını mı söylüyorsun? Pekala, bu çok çılgınca!
Duncan: Haklısın <İsim>, Alice'le tekrar konuşsak iyi olur. Efsanenin gerçekten doğru olabileceğine inanamıyorum!

Alice'e günlüğünü geri ver.
Duncan: Alice, <Rütbe> <İsim> Uyurgezer hakkındaki notlarını buldu...
Alice: Gördünüz mü, ben deli değilim: O yaratığı gerçekten de gördüm!
Duncan: Pekala, çiziminin daha önceki görgü tanıklarının tanımına uyduğunu inkar edemeyiz... yani 150 yıl önceki. Fakat şimdilik söyleyebileceklerimiz bu kadar.
Alice: Uyurgezer hala aramızda! Bu bölge kayıp vakalarıyla biliniyor. Bazıları çığ diyor ama... Bunun aslında canavarın işi olduğunu biliyorum!
Alice: Yine de notlarımı geri verdiğiniz için teşekkürler! Buyrun bunlar benim "dağ spesiyelim". Kazadan beridir hiçbir yere yiyeceksiz gitmiyorum!

Daha sonra dağda...
Russell: <İsim>, işte buradasın! Alice'in Uyurgezer hakkındaki notlarını gördükten sonra birazda kendim efsane hakkında araştırma yaptım!
Russell: Arşivleri karıştırırken ilginç bir şey buldum ve bunu sana göstermek istedim... Yalnız, bu biraz utanç verici... Bir esinti onu elimden uçurdu! Onu yanardağ tarafına doğru uçarken gördüm.
Russell: <İsim>, büyük bir şey bulmuşken onu bir kez daha kaybetmek istemiyorum! Lütfen, onu bulmam da bana yardım eder misin?

İncele: Lav Yatağı.
Russell: Hayııır! Fotoğraf parçalara ayrılmış! Lütfen <İsim>, onu ancak sen onarabilirsin!

İncele: Paramparça Fotoğraf.
Russell: Resmi saniyesinde onardın <İsim>! Artık keşfime daha yakından bakabiliriz!
Russell: Hakılsın <İsim>, "Jane Doe" gerçek bir ad değil. Bu kimliği belirlenmemiş kadınlara takılan bir lakap. Genelde ölü oldukları zaman takılır.
Russell: Bu fotoğraf oldukça eski, muhtemelen kırklı yılların sonlarına ait... Yüzüne baksana, sanki korkudan dili tutulmuş! Sanırsam bunun Uyurgezer efsanesiyle bağlantısı olabilir!
Russell: Harika fikir, iyisi mi laboratuvara dönüp bu "Jane Doe"'nun kim olduğunu ve başına ne geldiğini bulalım!

Analiz et: Fotoğraf.
Russell: <İsim>, fotoğrafraki ölü kızın kimliğini tespit etmeyi başardım, adı Stella Dernier!
Russell: Bu ismi tanıyor musun? Şüphelilerimizden biri olan Celine Dernier'in kayıp ikizi mi?!
Russell: Kurbanın kimliği hiçbir zaman tespit edilememişti... Ta ki şu ana kadar. Cesedini ormanda bulmuşlar, ölüm nedeni de "aşırı strese bağlı kalp krizi" olarak belirlenmiş.
Russell: Kelimenin tam anlamıyla korkudan ölmüş görünüyor! İnanılmaz! Düşünsene o kadar korkuyorsun ki bedenin artık pes ediyor!
Russell: Ve bil bakalım ne buldum? Raporda insanların Uyurgezer hakkındaki ifadelerinden bahsediyor! Stella Dernier'in ölümü, efsanenin başka bir parçası!
Russell: Doğru, Celine Dernier'e kız kardeşinin başına ne geldiğini bulduğumuzu söylemeliyiz. Yıllarca gerçeği bilmeden yaşadı, umarım öğrenmeye hazırdır.

Celine Dernier'i kız kardeşinin ölümü hakkında bilgilendir.
Russell: Bayan Dernier, <Rütbe> <İsim> sizi ilgilendiren bir keşif yaptı...
Russell: Bir soğuk vaka raporuna göre bundan 60 yıl kadar önce ormanda kimliği tanımlanamamış bir ceset bulunmuş ve bunun sizin ikiziniz olduğunu düşünüyoruz. Sizden ricamız, bu resme bakarak bunun o olduğunu doğrulayabilir misiniz?
Celine: Stella... Aman Allah'ım, bu o! <Rütbe> <İsim>, kız kardeşimi buldun! Ama... yüzüne ne olmuş öyle?!
Russell: Rapora göre kalp krizinden ölmüş. En mantıklı açıklama ise ormanda onu ölümüne korkutan bir şeyi görmüş olması.
Celine: Uçağı dağa çaklıdıktan sonra hiç ceset bulunamamıştı. Bazıları onları Uyurgezer'in aldığını söyledi ama buna inanmadım. Şimdi ise o kadar emin değilim...
Celine: Ah Stella, seninle olamadığım için beni affet! Seni asla yalnız bırakmamalıydım!
Celine: Yine de bunu bana anlattığın için teşekkürler <Rütbe> <İsim>. hiç bilmemekten daha kötüsü olamaz... Lütfen bunu teşekkür maliyetinde kabul et.

Daha sonra karakolda...
Russell: <İsim>, ben gerçekçi bir insanım, ama ne yalan söyleyeyim bütün bu Uyurgezer efnanesi hakkında bulduklarımız oldukça ilginç! Bütün bu açıklanamayan olaylar Beyaz Tepeler halkının efsaneye odaklanmasını sağlamış.
Duncan: Evet, şimdiye kadar öğrendiklerimize göre yüzüyle, protez bacağıyla ve yürüyüş şekliyle, oldukça korkunç bir adam olması gerek!
Frank: Ne dersen de bu yine de bir mit, bir şehir efsanesi, çocukları korkutmak için anlatılan bir hikaye.
Duncan: Bende öyle düşünüyorum, lakin buralarda yaşanan bütün bu olaylar canımı sıkmaya başladı. Yani, neler oluyor yahu?
Frank: Sanırsam <İsim> haklı: "Gerçek orada bir yerde"! Ve biz onu bulacağız!

Advertisement