Criminal Case Wiki
Advertisement
Vaka Diyaloglar
Karındeşenvegeyik


Jones: Selam <İsim>, hazır mısın? Acayip heyecanlıyım! Hep Grimsborough bilim Kurgu Festivalini görmek istemişimdir!
Jones: Ne güzel, sen, ben ve bir sürü inek! Hadi, bayağı bir eğlenceli olacak, yeni şeyler öğrenmek için hiç bir zaman geç değildir!
Jones: Hem belki inek topkekleri vardır, ya da inek çörekleri! Mmmmmhhh... topkekler ve çöreklerrrrr...

Grimsborough Bilim Kurgu Festivali'nde...
Jones: Şu kostümlü insanları görüyor musun, <İsim>? Bir de şu stantları ve heykelleri! Hangisinden başlayacağımı dahil bilmiyorum!
Jones: Şu büyük heykele baksana! Şu Alex'in sürekli okuduğu karakterlerden birisi olmalı. Bayan şey...
Jones: Diğer karakteri tanıyamadım. Fakat yüzündeki ifadeye ve kana baksana! Sanki gerçek gibi!
Jones: Bir de şu koku, çok fena kokuyor! Bu normal mi sence? Tanrım, şu tırpana saplanmış bebeğin...
Jones: Sende benim düşündüğüm şeyi mi düşünüyorsun, <İsim>? Fakat bunu kimse fark etmedi bile! Şuna birde yakından baksak iyi olur!

1. Bölüm

İncele: Festival Ana Salonu.
Jones: Ama Allahım, bu bir bebek falan değil, <İsim>, bu bildiğin insan cesedi!
Jones: Zavallı çocuk, başına gelen şeyi kimsenin fark etmemiş olması olağanüstü! Cüzdanındaki kimliğe göre adı Joe Turner. Cesedi otopsi için Nathan'a göndersek iyi olur.
Jones: Anlaşıldığı üzere Joe, ikinci kattan düşmüş. Bariyer, kazara aşağıya düşmesini engelleyecek kadar yüksek, bu da demek oluyor ki, aşağıya bizzat itilmiş! Şu parçalanmış poster kimin tarafından itildiğini söyleyebilir.
Jones: Haklısın <İsim>, heykelin dibindeki stant her kime aitse, olayı görmüş olmalı. Bakalım kimmiş...
Jones: Kevin Parker mı? Hani şu ölü müzisyen vakasındaki çizgi roman dükkanı sahibi? Çizgi roman dükkanı sahibinin bir inek festivalinde stantı olması gayet mantıklı. Hadi gidip onu bulalım!

Otopsi: Kurbanın Cesedi.
Nathan: Ölüm sebebi gayet ortada. Kurban o heykele saplanarak ölmüş. Ya da şöyle ifade edeyim... O öldü, Jim.
Jones: İyi de benim adım Jim değil ki, David Jones. Ayriyetten ölü olduğununda farkındayım, yoksa niye otopsi için sana gönderelim?
Nathan: Jones, 'O öldü, Jim' ünlü bir dizinin repliğidir. Ah, şu festival bir çok anıyı gözümün önüne getirdi! O dizi tıp okumamın başlıca nedenlerinden biri!
Nathan: Neyse, cesede dönelim artık, he? Elinde bir şey tuttuğunu fark ettim, zorla kasılmış elinden kurtarmayı başardım ve bunun bir festival rozeti olduğunu gördüm!
Nathan: Üzerinde isim yazmıyor, ama bu bir profesyonel rozeti! Kurban ölümüne düşmeden önce katilinin üzerinden bunu tutmuş olmalı.
Jones: Bu da demek oluyor ki Joe'nun katili, Bilim Kurgu Festivalinin profesyonel katılımcılarından biri! İyi iş çıkardın Nathan!

Kevin ile kurban hakkında konuş.
Kevin: Joe sonunda düzgün bir şey yaptı demek. En azından saçma salak böbürlenmelerinden kurtuldum!
Jones: Joe Turner'ın ölümü seni neden bu kadar mutlu etti, Kevin?
Kevin: Joe'nun öldüğüne falan sevinmedim, ama arkasından yasını da tutmayacağım. O ve ben... Biraz karmaşık bir ilişkimiz vardı. Ondan sapına kadar nefret ederdim, ki bu karşılıksız da değildi.
Kevin: Ama onunla ana okulundan beridir rakibiz, onu artık görmemek biraz tuhaf olacak sanki.
Kevin: Yalnız size şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim ki, Joe'nun öldüğünden memnun kalmayan birisini bulmanız epey bir zor olacak. Her ne kadar suçlu gibi hissetseler de, herkes içten içe seviniyor.
Kevin: Belki Joe'nun festivale gelirken ki bindiği otobüse bakmanız icap edebilir. Duyduğuma göre yine kendini herkese sövdürtmeyi becermiş. Belki birileri diğerlerinden daha fazla delirmişmiştir.
(Kevin ile konuştuktan sonra.)
Jones: Anlaşılan Joe, buralarda pekte sevilen birisi değilmiş... Ama bu yinede onun ölümünü bu kadar hafife almak için bir sebep değil!
Jones: Haklısın, Joe'nun festivale gelirken ki bindiği otobüse bir bakalım, hele ki diğer yolcuları kızdırdığını da göz önünde bulunduracak olursak. Önden buyur, <İsim>!

İncele: Parçalanmış Poster.
Jones: Şu yırtık kağıt parçaları da neyin nesi? Oh, bu bir Kaptan Simple posteri! Ayrıca tavandan asılı posterlerden biri! Joe düşüşünü engellemek için buna asılmış olmalı!
Jones: Belki Joe ile katili arasında geçen boğuşmadan halen bir iz kalmıştır! Hadi şu postere bir de yakından bakalım, <İsim>!

İncele: Kaptan Simple Posteri. Jones: Pekala, Joe'nun düşüşü sırasında parçaladığı posterden ne cevherler çıkardın, <İsim>? Bilinmeyen bir madde mi? Jones: Hadi bunu Grace'e yollayalım, ne olduğunu şıp diye bulur kesin!

Analiz et: Madde.
Grace: Festivaldeki posterden çıkardığın maddeyi analiz ettim, ve bunun bir yapıştırıcıya ait olduğunu söyleyebilirim!
Grace: Daha detaylı açıklamak gerekirse, bu plasik protezleri deriye yapıştırmak için kullanılan bir tür. Bunun sayesinde divri kulak, sahte burun, büyük çene ve saire şeyler takabilirsiniz!
Grace: Ve Nathan, Joe Turner'ın protez takmadığını söyledi! Yani katil bu yapıştırıcıyı kullanıyorsa şayet, ayrıca protez takıyor olması da lazım!
Jones: Harika işti, Grace! Bu da demek oluyor ki vücut değişimine dikkat edeceğiz, <İsim>, gözlerimiz dört açalım!

İncele: Otobüsün İçi.
Jones: Bu otobüs tam bir panayır yeri! İneklerin eşyaları konusunda daha dikkatli olduklarını düşünürdüm!
Jones: Bak, bir tanesi festival biletini kaybetmiş. Ya da en azından öyle gözüküyor... Üzerinde ne yazdığını okuyabiliyor musun, <İsim>?
Peri: Hey, otobüste ne işiniz var?! Eğer bir şeyinizi unuttuysanız, önce bir organizatörün iznini almanız gerekir!
Jones: Bizler Grimsborough Polis Departmanından geliyoruz, hanımefendi. Joe Turner cinayetini araştırıyoruz.
Peri: Demek festival salonunu boşaltmama sebep olanlar sizlersiniz? Pekala, pek yapılacak bir şey yoktu zaten. Ama cinayet işleri kötüye görürür.
Peri: Ben Peri Foreman, bu festivalin kurucusu ve organizatörüyüm. Kanımca ifademi almanız gerekecek, konuşmak isterseniz, her zaman hazırım.

Peri Foreman ile konuş.
Peri: Sana herşeyi dürüstçe anlatacaım, <Rütbe> <İsim>, Joe'nun yasını falan tutmayacağım. Şayet kimsenin tutacağını da sanmıyorum.
Peri: Zaten sizi festival salonunu kapatmaya zorlayarak günümün içine etti. Yani, öldüğü halde festivali zora sokmayı başarabiliyor!
Peri: Grimsborough gibi bir şehirde inek etkinliği düzenlemek büyük bir oyun. Her ne kadar üniversiteye yakın olsak ta, burası eski alışkanlıkların ve eski korkuların hüküm sürdüğü, eski bir şehir.
Peri: Son yıllarda katılımlar bayağı bir azaldı, ihtiyacımız olan parayı bile sağlayamıyoruz. Bu Grimsborough'daki son bilim kurgu festivali bile olabilir.
Peri: Ve Joe... Pekala, Joe hiç yardım etme zahmetinde bile bulunmadı. Yıllardır festivali ele geçirmeye çalışıyordu! Size söyleyeyim, işimde gözü vardı.
Peri: Belki ölümü festivalin hayatta kalmasını sağlayabilir! Tatlı, tatlı ironi.

İncele: Kazınmış Bilet.
Jones: Harika bir şekilde biletteki yazıları açıya çıkardın, <İsim>! Ne yazıyor üstünde?
Jones: Bu bir buluş ve tanış bileti! Hani şu bir ünlüyle tanışmak için milyon dolarlar bayıldığın biletlerden! Üstelik bu festivalin ana yıldızı Bruce Anderson için!
Jones: Bruce Anderson'ı tanır mısın, <İsim>? Alex'in laboratuvarında onun bir posteri asılı! Kendisi ünlü bir B-filmi aktörü, Kendisi "Mutant Brokolilerin saldırısı" ve "Maçu Piççu'nun Uzaylıları" filmlerinde oynamıştı!
Jones: Bu bileti her kim kaybettiyse, eminim geri aldığına memnun olacaktır, Eminim bize bilmemiz gereken şeyleri söyleyecektir! Ama ne yazık ki, üzerinde yazı yazmıyor...
Jones: Haklısın, <İsim>, biletin arkasındaki seri numarası kime ait olduğunu söyler, ama halen silik... Numarayı deşifre edebilir misin?

İncele: Seri Numarası.
Jones: Harikaydın, <İsim>, buluş ve tanış biletinin arkasındaki seri numarasını babalar gibi çözdün!
Jones: Hadi bunu Alex'e yollayalım, bu şanlı seri numarasının arkasında kimin olduğunu hemencecik bulur!

Analiz et: Seri Numarası.
Alex: Otobüste bulduğunuz buluş ve tanış biletinin kime ait olduğunu buldum, kendisi eski bir dostumuz! Tess Goodwin!
Jones: Tess mi? Onun bir oyuncuyla tanışmak için milyon dolarlar verecek türden bir kız olacağını hiç düşünmemiştim, ama herkesin huyu kendine.
Alex: Dikkat et, Jones! O herhangi bir oyuncu değil, o Bruce Anderson. O çok yetenekli, güçlü, yakışıklı, erkeksi--
Jones: Tamam, tamam, dediklerimi s*ktir et! Hadi <İsim>, Alex bileti kendi üstüne almadan şunu Tess'e geri verelim.
Alex: Dur bir saniye, <İsim>! Tess'i festivalde bulmanız zor olabilir, sonuçta kostüm ile orada! Gözlerinizi dört açın!

Tess'e bileti geri ver.
Tess: Ne istiyorsun, <Rütbe> <İsim>? Şimdi hiç sırası değil! Buluş ve tanış biletimi kaybettim! Onsuz
Bruce Anderson'ı görmem mümkün değil!
Jones: Tess? Bu sen misin? Oh, şu otobüste bulduğumuz bileti mi kast etmiştin? Bir daha ki ne daha dikkatli ol istersen!
Tess: AMAN TANRIM, BİLETİM! Bunu bana getirdiğin için çok teşekkürler, <Rütbe> <İsim>! Hayatım boyunca Bruce Anderson ile tanışacağım anı bekledim!
Tess: Joe'nun ölümünü araştırıyorsunuz, değil mi? Çoğu kişinin onun öldüğünü fark edip ağızların bile açmadıklarından gayet eminim. Öldü diye sevinmedik elbet, ama gittiği için içimiz rahat.
Tess: O millete kabadayılık taslayan, kadın düşmanı p*ştun tekiydi. İşi gücü milletle kavga etmekti. Yani sizin anlayacağınız, tam bir baş belasıydı. Zırt pırt benim gerçek bir inek olduğumu kanıtlamamı isteyip dururdu.
Tess: Yani evet, çok şükür ondan kurtulduk. Ayriyetten, Joe'nun artık Bruce'u ottan b*ktan sebeplerden ötürü eleştiremeyecek olmasıda ayrıca içimin yağlarını eritiyor!
(Tess ile konuştuktan sonra)
Jones: Tanrım, bağımlılar cidden fena kin tutuyorlar, değil mi? Joe anlaşılan milletin sevincini yok etmekten zevk alıyormuş, ama bu yine de onu öldürmek için bir sebep değil.
Jones: Haklısın, kazmaya devam, <İsim>. Bu olayda basit bir nefretten daha fazlası olmalı.

Daha sonra karakolda...
Jones: Biliyor musun, <Name>, şu inekler, fena halde başımı döndürüyorlar! Şu etrafta olup biteni anladığımı sanmıyorum, şu tuhaf karşılaştırmaları çaktığım da söylenemez!
Alex: KORMAYIN! Bay Mükemmel imdadınıza yetişti!
Jones: ANANI AVRADINI...! Alex, bu ne hâl lan?!
Alex: Bu benim gizli kostümüm! Bay Mükemmel kostümü giyiyorum, kendisi harika ve unutulmuş, 60lardan kalma bir kahraman! Bir klasik yani!
Alex: Ve Şef King'in emirleri doğrultusunda, inek konularındaki engin bilgimi göz önünde bulunduracak olursak eğer, bu vakadaki resmi partnerin benim, <Rütbe> <İsim>!
Alex: Artık vakada sadece sen ve ben varız, <İsim>! Harika değil mi?
Jones: Dur, NEYY?!

2. Bölüm


Alex: Evet, resmen, inek konularındaki engin bilgimi göz önünde bulunduracak olursak eğer, bu vakadaki resmi partnerin benim, <Rütbe> <İsim>!
Jones: Harbi mi diyorsun Alex, Şef King bu vakada <İsim>'in partneri olarak seni mi görevlendirdi? Pekala, ufak bir tatile hayır demem! Şimdi sana durumumuzu bir özet geçeyim.
Jones: Joe Turner, korkuluklardan düşerek ve hemen girişteki heykele saplanarak öldü. Katil, cesedi herkes görsün diye onu orada bıraktı!
Jones: Ve anlaşıldığı üzere, çocuktan herkes nefret ediyormuş! Şu andan itibaren, ne yapacağımıza dair en ufak bir fikrimiz yok--
Alex: Şaka mı yapıyorsun? Eğer festivalde ters giden bir şeyler olduysa, Irma kesin bunun ne olduğunu bilir! Kendisi Grimsborough'nun bir numaralı dedikodu kaynağı!
Alex: Irma'yı hatırladın mı? Onunla ölü müzisyen vakasında karşılaşmıştın! Bütün festival katılımcıları restoranda yemek yemeye giderler, kesin orada bir şeyler öğreniriz! <İsim>, haydi gidelim!

İncele: Restoran.
(İncelemeden önce)
Alex: Yey, Irma restoranı yine süslemiş! Bayıldım, bunu her sene festival olduğu zaman yapar! Bak, orada!
Irma: Selam Alex, her zamanki gibi Country Burger mi? Sen ne alırsın, <Rütbe> <İsim>?
Alex: Şimdilik hiç bir şey, Irma, buraya soruşturma kapsamında geldik. Joe Turner bu sabah festivalde ölü bulundu.
Irma: Harbi mi?! Bunun bir dedikodu olduğunu sanıyordum! Dinleyin millet, herkese benden bedava yemek!
Alex: Şaka mısın, Irma?! Nasıl Joe'nun öldüğüne bu kadar sevinebilirsin?
Irma: Şaka yapıyorum yahu... Batmak gibi bir niyetim yok! Rahatça etrafı arayabilirsin <Rütbe> <İsim>, Bana ihtiyacınız olursa, mutfakta olacağım.
(İncelemeden sonra)
Alex: Aman yarabbim, bu benim ilk soruşturmam, ve acayip heyecanlıyım! Jones nasıl diyordu? Ah evet! 'Pekala <İsim>, Irma'nın restoranında işe yarar bir şeyler buldun mu?'
Alex: İyi taklitti ama, değil mi? Misal senin sesini taklit etmek daha zor! Ama haklısın, vakaya geri dönelim!
Alex: Şu festival çantası bayağı bir ilginç, içine bir baksak iyi olur!
Alex: Bir de Irma ile bir an önce konuşalım. Joe'dan sapına kadar nefret ederdi, ama nedenini bilmiyorum. Sanırsam bunu öğrenme zamanı!

İncele: Festival Çantası.
Alex: Pekala, restoranda bulduğumuz festival çantasından ne çıkardın, <İsim>?
Alex: Parçalanmış kağıt mı? Bu bir makaleye benziyor! Hadi bunu birleştirelim!

İncele: Parçalanmış Makale.
Alex: Harikaydın, <İsim>, şu toparladığın makale Festival hakkında olmalı!
Alex: Bu Grimsborough Daily'den bir makale! Ve Festival ile organizatörlerini yerden yere vuruyor resmen!
Alex: Yazarı kim peki? Rene Jotur mu? Hiç duymamıştım... Haklısın, isim çakma gibi duruyor.
Alex: Şunu veri tabanında bir arayayım, bakalım şu herif hakkında bir şeyler yakalayabilecek miyim! Bana güvenebilirsin, <İsim>!

Analiz et: Makale.
Alex: Şu makalede bulduğun Rene Jotur ismini araşturdım, ve bunun aslında gayet yakından tanıdığımız birisi olan Joe Turner'ın çakma ismi olduğunu öğrendim!
Alex: Bu, Festival organizasyonunu ağır bil dille eleştiren bir makale, ve emin ol ki, bu onlara karşı yazdığı ilk makale değil!
Alex: Festivalin mali sorunlarına değinmiş, bazılarının isimlerini dile getirmemiş, mesela Peri Foreman ve Kevin Parker gibi!
Alex: Ve görünüşe göre bu makale çıktığında neredeyse festivali bitirecekmiş! Kimse bu festivalin şehre neden bu kadar pahalıya patladığını bilmiyor!
Alex: Yani Joe'nun kesinlikle birden fazla düşmanı vardı... Eğer birisi onda bu bilgilerin olduğunu biliyordu ise şayet, bu onu öldürmek için yeterli bir neden...

Irma ile Joe hakkında konuş.
Irma: Eğer bana Joe'yu soracaksanız, baştan belirteyim, o herife olan nefretimi sizden saklamayacağım. Onu diğer müşteriler ile kavga ettiği için restorandan kovdum.
Irma: Ve şimdi o gittiği için de, küçün Bruce'um hayranları ile buluşabilecek!
Alex: Küçün Bruce'un mu? Tanrım, Irma, Bruce Anderson ile çıkıyor musun yoksa, onun Festivale gelmesini bu şekilde mi sağladın?!
Irma: O benim KARDEŞİM, Alex. Anderson benim kızlık soyadım!
Irma: Ve Festival işlerimi iyi götürdüğü için de, ondan ufak bir iyilikte bulunmasını rica ettim. İyi bir çocuktur kendisi, ve herkes aynı şeyi söylediği için de memnunum.
Alex: Yani onun nerede olduğunu biliyor musun? Ama Allah'ım, Bruce Anderson'ın ablası ile arkadaş mıyım ben şimdi?! Onunla konuşabilir miyiz?
Irma: Elbette, şu anda personel dasında kahvaltısını yapıyor. Yalnız onu korkutmayın, önünde uzun bir gün var! (Irma ile konuştuktan sonra)
Alex: Bruce anderson ile özel olarak konuşacağız! Bu hayatımın en fevkalade günü!
Alex: Ama doğru diyorsun, <İsim>, konsantre olmalıyız. Irma, Joe'dan nefret ediyor, ve Festivali düşünüyor. Kesinlikle bir şüpheli.
Alex: Pekala, hadi BRUCE ile konuşalım! İyi görünüyor muyum, <İsim>? Naneli sakız atayım mı ağzıma? Tanrımi çok heyecanlıyım!

Bruce Anderson ile konuş.
Bruce: Merhaba, <Rütbe> <İsim>, bu ziyaretinizi yene borçluyum acaba? Irma Festival'de olanları anlattı, umarım bu oraya gidişimi geçiktirmez?
Alex: Eeeh, hayır, elbette, yani, endişelenmeyin Bay Anderson, her şey planlandığı gibi olacak! Fakat size bir kaç tane sorumuz lacaktı, Joe Turner'ı tanır mıydınız?
Bruce: Onunla bir festivalde karşılaşmış olabilirim, ama ne yazık ki hatırlayamadım. Bir sürü hayranım var, ve her ne kadar uğraşsam da, hepsinin adını aklımda tutamıyorum.
Alex: Elbette, elbette, anlıyoruz. Festival'de tam olarak ne zaman çıkacaktınız, Bay Anderson?
Bruce: Bir kaç saate. Seni de orada görmek isterim, <Rütbe> <İsim>! Daha sonra kulise de gel, sana özel imza vereceğim!
(Bruce ile konuştuktan sonra)
Alex: Duydun mu, <İsim>?! Bruce bizi görmek istiyor! Bizi Festival'de görmek istiyor! Ağlamak istiyorum sayın seyirciler!
Alex: Bir de şu özel imzası, bunu sadece en büyük hayranlarına verir! Ay bayılacağım, tut beni <İsim>!

Grimsborough Bilim Kurgu Fantezi Festivalinde...
Alex: Vakit geldi, <İsim>! Bruce Anderson birazdan buluş ve tanışta çıkacak!
Alex: Ehh, haklısın <İsim>, vakaya konsantre olmalıyım! Soruşturmanın göbeğinde buluş ve tanışa gidemem!
Alex: Hazır buradayken, cinayet mahalline bir daha bakalım! Önden buyur, <İsim>!

İncele: Festival Stantları.
Alex: Pekala, konsantre olmalı ve şu anda Bruce Anderson'ın buluş ve tanış etkinliği düzenlediğini aklımdan çıkarmalıyım! Evet, festival salonunda ne buldun, <İsim>?
Alex: Tanrım, şu heykelciğe bir bakabilir miyim, lütfen? Galiba ne olduğunu biliyorum! Bu Joe Turner'ın en değerli eşyalarından birisi!
Alex: Bu son derece nadir bir kopya, ve bundan Birleşik Devletlerin bu kısmında sadece Joe'da var!
Alex: Bakalım üzerinden bir numune çıkartabilecek miyiz, <İsim>. Joe bunu kesinlikle festival stantında bırakmazdı--
Alex: Hey, bak! İnsanlar buluş ve tanıştan Bruce Anderson ile çıkıyorlar! Tess ve Kevin'da orada!
Alex: Onlarla konuşalım mı, <İsim>? He? Neler kaçırdığımızı bilmek istiyorum, hadi lütfen!

İncele: Heykelcik.
Alex: Peala, Joe'nun heykelciğinde ne buldun? Kayda değer bir şey var mı bari?
Alex: Bir çeşit toz mu buldun? Hadi bunu Grace'e yollayalım, kesin ne olduğunu dakikasında bulur!

Analiz et: Toz.
Grace: Eveeet, heykelciğin üzerinden topladığın tozun ne olduğunu buldum, makyaj tozu! Daha doğrusu boyama tozu, hani şu süslenirken kullanılanlardan.
Grace: Joe makyaj yapmadığına ve heykelcik saklanmış olduğuna göre, bunun katilden geldiğine adım gibi eminim!
Alex: Teşekkürler, Grace, harikasın! Artık Joe'nun katilinin makyaj yaptığını biliyoruz! Bayağı bir ilerleme kaydettik ha!
(Analizden sonra)
Alex: Pekala <İsim>, şimdi katilimizin makyaj yaptığını bildiğimize göre, hangi şüphelilerin makyaj yaptığına dair bir
bilgimiz var mıdır?
Alex: Evet, en başta Tess var, yani baksana, kızın her tarafı mavi.
Alex: Bir de Kevin var tabii, benim bildiğim ne zaman kostüm giyse fondöten sürer.
Alex: İlerleme kaydediyoruz, <İsim>! Harika, babalar gibi ilerliyoruz hemde!

Kevin ile Buluş ve Tanış hakkında konuş.
Kevin: Az önce Bruce anderson'ı gördüm. Harikaydı. Bana baktı. Duydunuz mu? BANA BAKTI. Allahım, terden protez kulaklarım düşecek şimdi.
Kevin: O Joe Turner denen hıyar ağasının neredeyse bu mükemmel anı kaçırmama sebep olacak olduğuna inanamıyorum.
Alex: Joe'dan anaokulundan beridir nefret ettiğini biliyorum, Kevin, ama nedenin bilmiyorum. Bir şeyler mi yaşandı, yani, muhteşem kişiliği dışında tabii?
Kevin: Doğru, bir şeyler yaşandı. Şu ikimizinde almaya çalıştığı nadir bir heykelcik konusunda kavga etmiştik. İddiayı o kazandı, o günden sonrada sürekli dükkanıma gelip hava atıp durdu!
Kevin: O zamandan beridir intikam yemini etmiştim. Ve çalışmaarım sonunda hakkını verd! Elimde onun çocukken çekilmiş bir fotoğrafı var. Hemde peri kostümü içinde. Hee hee.
Kevin: Eğer bunu internete koysaydım, eminim tüm itibarını yerler bir ederdi. Şimdi mi? Elbette koyacağım, hürmet niyetine!

Tess ile Buluş ve Tanış hakkında konuş.
Tess: Allahım Allahım. Az önce Bruce Anderson ile tanıştım. Onunla aynı havayı soludum. Hayat sırf o an için yaşamaya değer. Pullarım halen yerinde mı? Sandalye kapabilmek için insanları itmek zorunda kaldım!
Tess: Allahtan Joe'nun ölümü Bruce'un buraya gelmesine mani olmadı. Eminim bu onu acayip mutlu ederdi, odun beyinli. Kim bilir kaç kere Bruce'u haksız yere eleştirmişti.
Alex: Kanımca epey bir kez, ama bu yinede birisinin ölümünden memnun kalmanı gerektirmez! Tess, bu çok kabaydı, senin için bile.
Tess: Öff, Alex, halen geçen haftanın oyununda karakterini öldürdüm diye bana kızgın mısın? Kendi hayatını bir zara bağlayıp sonra onu alanı suçlayamazsın.
Alex: Evet, ama... Sana anlatmamış mıydım, <İsim>? Tess ve ben aynı rol yapma oyununu oynamıştık, ve o benim paladinimi kendi hırsızı ile acımasızca öldürdü!
Tess: Sende daha dikkatli olaydın. Ben sadece fırsattan istifade ettim. E, insan doğası sonuçta.

Daha sonra karakolda...
Alex: Ne diyorsun, <İsim>? Sence iyi bir partner miyim? İyi ilerleme kaydedebildik mi? En az Jones kadar iyi miyim?
Alex: Belki bu vakadan sonrada bu işe devam ederim, ne dersin? Dur bir Şef King'e sor--
Ramirez: <Rütbe> <İsim>! Acil durum! Birisi restoranda çıldırdı, bir müşterinin kolunu döner bıçağı ile kesti! Olabildiğince hızlı geldim!
Ramirez: O kaçığın kim olduğunu fark edebildim, o gülüşü, o kahkahası, ve... aman Yarabbim, O ÇENESİ!

3. Bölüm


Ramirez: <Rütbe> <İsim>! Acil durum! Restoranda elinde döner bıçaklı birisini gördüm, bir müşterinin kolunu kesti! Olabildiğince çabuk gelmeye çalıştım!
Ramirez: Restoranda müşterilere saldıran manyağım kim olduğunu tanıyabildim, sanırsam Bruce Anderson'dı! Şöhret başını falan mı döndürdü?!
Alex: Anlamıyorum, Ramirez, önce festivalde öldürülen Joe Turner, ki bunun yanında tonlarca şüpheli, ki herkesin ondan nasıl nefret ettiğini de biliyoruz...
Alex: Ve şimdide etkinliğin baş yıldızı Bruce Anderson delirdi mi?! Ama bu imkansız!
Alex: Haydi <İsim>, birde şunu kendi gözlerimizle görelim! Muhteşem Alex ve <Rütbe> <İsim>, haydi kurtarmaya!

İncele: Yemek Masaları.
Alex: Anlayabildiğimi sanmıyorum, <İsim>. Bruce Anderson tarafından kolu kesildiği söylenen adam nerede? Tek bulabildiğimiz şey bu ufak çanta!
Bruce: Çünkü bu bir şovdu da ondan! Sadece sahte bir döner bıçağı, kan için biraz ketçap, ve benim yeteneğim! Profesyonellerin bile inanması çok hoşuma gitti!
Alex: Hee, şimdi anlaşıldı! Hay lanet, keşke bende burada olanları görseydim!
Bruce: Üzülme dostum, sadakatin ödülsüz kalmayacak! Ama şimdi müsaade ederseniz eğer, kaçmam lazım.
Alex: Pekala, <İsim>, Ramirez yine yok yere ortalığı velveleye verdi! Yanlış şu çantada ne olduğunu cidden çok merak ediyorum. İçini arasak mı?
Alex: Hey bak, Peri de burada! Gidip onunla da bir sohbet edelim. Birde senin için sorun olmazsa eğer, Irma ile de bir konuşalım diyorum.

İncele: Çanta
Alex: Demek restoranda bulduğun bu ufak çanta bir zar çantasıymış! Rol yapma oyunu oynayan herkes yanlarında hep bunlardan bulundururlar, çünkü karakterinin hareketleri için değişik türden bir zar kullanman gerekir.
Alex: Yanlız bunun burada olması tuhaf, çoğu oyuncu şans getirsin diye bunları hep yanlarında taşırlar... Ayrıca zarlardan bir tanesi kırık! Cidden tuhaf.
Alex: Bunu tekrardan birleştirebilir misin, <İsim>? İçimde kötü bir his var...

İncele: Kırık Zar.
Alex: Vay anasını sayın seyirciler! Onardığın şu zarı hemen tanıdım, bu Joe'nun zarı! Özel yapımdır, üzerindeki Roma rakamlarını fark ettin mi? Onsuz hiç bir yere gitmezdi!
Alex: Ayrıca bunun kırılmasına da asla izin vermezdi... Ayriyetten bu neder cesedinin üstünde değil de burada?!
Alex: Bak, üzerinde kan izleri var! Örnek alabilir misin? Hadi, <İsim>, bana o mükemmel yeteneklerini göster!

İncele: Joe'nun Zarı.
Alex: Vay anasını satayım, <İsim>, sen Jones'un anlattığından bile daha iyisin! Joe'nun zarından bu kan örneğini bir usta gibi topladın!
Alex: Hadi bu kan örneğini Grace'e gönderelim, eminim üzerinde harikalar yaratacaktır!

Analiz et: Kan.
Grace: Pekala, şu zarın üstünde bulduğun kanı analiz ettim, <İsim>, ve üzerinde tam olarak iki tane DNA kalıntısı olduğunu söyleyebilirim!
Grace: Bir tanesi Joe Turner'a ait, diğeri ise belirsiz. Zar kırık olduğuna göre, bir tanesi zaten kanıyordu, bu durumda diğeride zarla kendini kesti.
Grace: DNA veri tabanında mevcut değil, o yüzden katilin kan grubunun A- olduğunu söyleyebilirim!

Irma ile Bruce'un gösterisi hakkında konuş.
Irma: Pekala, Bruce'un gösterisi belki her zevke uygun değildi, yani sonuçlara bakacak olursak, ama sadece zararsız bir eğlenceydi.
Alex: Ortalıkta bir katil dolaşıyor ve sen buna zararsız eğlence mi diyorsun? Bence yanlış cevap, Irma.
Irma: Joe'nun ölmüş olması benim suçum değil bir kere, ve bu gösterilere mahkum kalmamın TEK sorumlusu da o!
Irma: İnternete restoran hakkında iğrenç şeyler yazdığından beridir kimse gelmez oldu! Müşteri sayısını arttırmak için bir şeyler yapmam gerekiyordu.
Irma: İşte bu yüzden Bruce'tan insanlara Joe'nun saçmalıklarını unutturması ve işime yardım etmesi için Festivale gelmesini istedim.

Peri ile festival hakkında konuş.
Peri: Şuraya bak, vefasız inekler... şimdi polis Bruce'un gösterisine mani oldu diye beni suçlayacaklar! Bir işi beceremiyorum anasını satayım!
Alex: Neler saçmalıyorsun sen, Peri? Festival'i adam ettiğin için gayet memnunuz ve canını dişine takım çalıştığının da farkındayım! Kendine böyle haksızlık etme bence.
Peri: Belki sen öyle düşünüyorsun, ama onlar öyle düşünmüyorlar işte! İşleri yürütmenin ne kadar zor olduğunu idrak edemiyorlar! İlk hatada hemen akbaba gibi üstüme üşüşüyorlar!
Peri: Ve Joe,... Joe en beterleriydi. Ekonomik sorunlarımız olduğunu biliyordu, bu yüzdende sürekli üstüme geliyor ve bütün bu olanları başıma kakıp duruyordu. İşimde gözü vardı yani.
Peri: Festivali ele geçirip kendi kafasına göre düzenlemek için yapmayacağı şey yoktu. Ruh hastası mankafa, neredeyse yapıyordu da. Ama artık bir ölü. Allah'ıma şükürler olsun.
Peri: Öff, sakin olmam lazım, protezlerim düşecek şimdi. Eğer müsade ederseniz, makyajımı tazelemem gerekiyor. Beni böyle görmelerine müsade edemem.
(Peri ile konuştuktan sonra)
Alex: Demek Joe, Peri'yi Festival organizatörlüğünden düşürmeye çalışıyormuş... Peri'yi tanırm, güçlü bir kızdır, ama varını yoğunu buna veriyor.
Alex: Biliyor musun, <İsim>, ikisini de uzun bir süredir tanıyorum. Eğer Joe, Peri'nin bütün çalışmasını batırmaya uğraşıyordu ise, kızın buna nasıl tepki vereceğini tahmin bile edemiyorum. Bir gözümüzde onun üstünde olsun, <İsim>.

Advertisement