Criminal Case Wiki
Register
Advertisement
Vaka Diyaloglar
Ölmekyadaölmemek


Samuel King: Terfin hayırlı olsun <Rütbe> <İsim>! Tarihi merkeze hoş geldin!
King: Ah, Tarihi Merkez! Daracık sokakları, meşhur müzeleri, tiyatrosu, insanları...
King: Ah, İnsanları... insanları biraz... neyse, kendin görürsün zaten!
Jones: Sonunda! Biraz hava değişikliğine ihtiyacımız vardı, <İsim>! Burada en azından sessiz sakin yaşayacağız, değil mi?
Ramirez: <Rütbe> <İsim>! Böldüğüm için kusura bakmayın fakat Grimsborough Tiyatrosu'nda bir olay oldu! Başrol oyuncusu ölü bulunmuş!
Jones: Bu kadar sessizlik yeter anlaşılan...
King: Evet, kötü bir durum, fakat senin adına buraya alışmak ve insanlarını tanımak için büyük bir fırsat olabilir. Şimdi doğru tiyatroya <Rütbe> <İsim>!

1. Bölüm

İncele: Grimsborough Tiyatrosu.
Jones: Demek kurbanımız bu... kimliğine bakacak olursak adı Jacob Dawks imiş. Ve kıyafetlerine de bakacak olursak oyunda bir rolü varmış.
Jones: Tepesine düşen kum çuvalı onu anında öldürmüş... Bak, <İsim>! İp bariz bir şekilde kesilmiş!
Jones: Bu da bunun bir kaza değil, cinayet olduğunu gösteriyor! Ve kum çuvalı da cinayet silahımız!
Jones: Görgü tanıklarına gelince, şu anda kimse yok... Duyduğuma göre diğer başrol oyuncusu hâlâ kostüm odasındaymış. Gidip onunla bir konuşalım istersen, belki bir şeyler biliyordur.

Otopsi: Kurbanın Cesedi.
Nathan: Her şey tam da düşündüğün gibi olmuş, <İsim>! Jacob Dawks'ın kafasına inen kum çuvalı onu saniyesinde öldürmüş.
Nathan: Ama çuvalın zaten kopmak üzere olduğunu fark ettim. Yani çuvalın içine kaldırabileceğinden çok daha fazla kum koyulmuş. O ipte en fazla birkaç saat durmuş olabilir!
Nathan: Çuvalın üstünde ayrıca makyaj pudrası izine rastladım. Yani katilinizin makyaj yaptığını söyleyebilirim!
Jones: Yani aradığımız bir kadın- -
Nathan: Dur bir saniye, Jones! Unutma ki tiyatroda hem kadın hem de erkek oyuncular makyaj yaparlar! Cinsiyet standartlarının soruşturmanızı kötü etkilemesine izin vermeyin!

İncele: Kum Çuvalı.
Jones: İyi işti, <İsim>! Cinayet silahı bu çuval olmasına rağmen üzerinde fazla bir madde kalmamış...
Jones: Dua edelim de bu analiz için yeterli olsun... Hadi şu maddeyi Grace'e gönderelim ve ne yapabileceğine bir bakalım.

Analiz et: Madde.
Grace: Kum çuvalından neredeyse analiz edilemeyecek kadar az madde varmış ama bu kadarını bile toplamış olmanız etkileyici!
Jones: Vallaha ne diyeyim, <İsim> samanlıktaki iğneyi şıp diye bulabilir! Neyse, şu maddeden bir şeyler çıktı mı bari?
Grace: Evet, alkol moleküllerine rastladım, hani şu şarap yapımında kullanılanlardan.
Grace: Biraz daha yaptığım analizlere dayanarak söyleyebilirim ki bunu buraya her kim koymuş ise şarap içiyor!

Sheila ile cinayet hakkında konuş.
Sheila: Bu gürültü de ne böyle!? Sessizliğe ihtiyacım var, işimi yapmaya çalışıyorum! Anlamıyor musunuz? Diyaloglarıma odaklanmam lazım!
Jones: Size de merhaba bayan. Jacob Dawks'ın kısa bir süre önce öldürüldüğünü fark ettiniz mi acaba?
Sheila: Evet, çok üzücü tabii... Bir saniye, geçerken Bay Fine'ı gördünüz mü acaba? Kendisi sahne yönetmeni de. Onu görmem lazım!
Jones: Hayır hanımefendi, görmedik. Şimdi dediniz de, onunla da bir konuşsak iyi olur. Yani onu görmeniz biraz zaman alacak.
Sheila: Neden onu rahatsız ediyorsunuz?! Gidip Jacob'ın ne işler çevirdiğini araştırsanıza! Gidin apartmanını arayın. Duyduğum kadarı ile genç oyuncularla... fazladan mesai yapmak gibi huyları vardı...
Jones: Pekala, dedikodularla pek aram yoktur, <İsim>, ama yine de bir baksak iyi olur. Rahatsız ettiğimiz için kusura bakmayın Bayan MacCarthy.

Phineas'a Jacob Dawks'ı sor.
Phineas: Umarım beni fazla tutmak gibi bir niyetiniz yoktur, sayın memurlar. Gördüğünüz üzere başrol oyuncum öldü ve bu akşamki oyun için yerine yeni birisini bulmam lâzım.
Jones: Ne?! Bu akşam oyunu oynatmayı mı düşünüyorsunuz? Kafayı mı yediniz siz?
Phineas: Dalga mı geçiyorsunuz? Haberler çıktığından beri oyunun biletleri yok sattı. İnsanları ölümün geriliminden daha iyi çeken bir şey yok.
Jones: Bu da sizi, elinde Jacob Dawks’u öldürmek için iyi bir cinayet sebebi olan bir şüpheli haline getiriyor.
Phineas: Tabii eğer yerine oynayacak birisini bulamazsam, tüm bu biletlerin para ödemesini yapmam gerekecek ve bu da benim bütün itibarımı yerle bir eder. Bu şehirde bir daha asla iş bulamam!
Phineas: İşim benim her şeyimdir, sayın memurlar. Böyle bir planla kariyerimi riske atabilirim ama sonuçlarını da hesaplamak şartıyla. Oyun devam etmeli!

İncele: Jacob'ın Odası.
(İncelemeden Önce)
Jones: Biliyor musun, Jacob'ın oynadığı oyunda başrol olduğunu düşünecek olursak... odasının biraz havalı olmasını beklerdim! Anladığım kadarı ile oyunculuk öyle pek fazla para kazandırmıyormuş.
Jones: Hadi şu yığını bir arayalım, <İsim>. Belki Jacob'ın fetihlerinden bir şeyler buluruz. Cesur Yürek'ti falandı filandı işte...

(İncelemeden Sonra)
Jones: Bak, <İsim>, bu kâğıtlar paramparça! Jacob bütün hıncını bundan çıkarmış besbelli…
Jones: Onu onarabilir misin <İsim>? Bayağı değerli bir bilgi taşıyor olabilir.

İncele: Yırtık oyun programı.
Jones: Programı tekrardan birleştirmeyi başardın, <İsim>! Belki de Jacob'ın buna neden bu kadar sinirlendiğini anlarız.
Jones: Bak! Üzerinde bir şey yazılmış! Fakat okunmuyor... şuna bir el atabilir misin <İsim>?

İncele: Oyun programı.
Jones: Harikasın <İsim>! Sırf programı birleştirmekle kalmadın, ayrıca üzerindeki yazıyı da ortaya çıkardın!
Jones: "Nellie Appleton, 7AM, G. Tiyatrosu"... Bir saniye, bu tam da cinayetin yeri ve zamanı!
Jones: Bak, biletin üstünde Nellie Appleton'ın bu oyunda oyuncu olduğu yazıyor! Onunla hemen konuşmalıyız!

Nellie Appleton'a notu sor.
Jones: Bayan Appleton, Jacob Dawks ile olan ilişkiniz nedir acaba?
Nellie: İlişki mi? Biz iş arkadaşıyız, ben onun başrol olduğu oyunda oynayan bir oyuncuyum. Fazla büyük bir rol değil, ama kariyerim için iyi olacağını umuyorum...
Jones: Bu sabah Jacob Dawks ile burada bir randevunuz varmış, doğru mu?
Nellie: Ne... Bir saniye, ne demek istiyorsunuz? Çünkü bu sabah buluşmaya falan gitmedim, o adam... dengesizdi.
Jones: Nasıl yani? Ne yaptı ki?
Nellie: O... Beni hep yalnız yakalamaya çalışır ve onun için ufak bir şey yaparsam bana yardım edeceğini söyleyip dururdu... Evet, benimle bu sabah buluşmak istedi ama ben gitmedim!


Jones: Anladığım kadarı ile Jacob'ı pek de özleyen olmayacak. Buradan bakınca üzücü gibi.
Ramirez: <Rütbe> <İsim>, seni görmek isteyen iyi niyetli yaşlı bir bayan var, soruşturmaya yardımcı olabileceğini söylüyor.
Jones: Peki, nasıl olacak bilmiyorum ama onula konuşmaktan zarar gelmez heralde. Önden buyur, <İsim>!

Margaret ile konuş.
Jones: Merhaba, bayan, sizin için ne yap-
Margaret: Merhaba genç adam! Kurabiye ister misin? Hepsini bu sabah kendi ellerimle yaptım! Hadi, al bir tane, çok zayıf görünüyorsun be evladım!
Jones: Pekalaaaa... bir tane alayım, siz de <Rütbe> <İsim>'e bu sabah tiyatroda ne gördüğünüzü anlatın.
Margaret: Tanıştığıma memnun oldum <Rütbe> <İsim>! Bu sabah her zamanki gibi ekibe çay kahve ikram etmek için tiyatroya gitmiştim. Makyajımı yapmıştım ve hazırdım!
Margaret: Fakat Astrid, köpeğim olur, çok güzel bir maltiz, bebeğim benim, çok rahatsızdı, ben de onu veterinere götürdüm, zavallı şey. Bir kurabiye daha ister misin, Memur Jones?
Jones: Eh, alayım bakalım! Çok teşekkürler, Bayan Littlewood! Şimdi biraz kafam karıştı, eğer hiç tiyatroya gitmediyseniz, bize tam olarak anlatmak istediğiniz şey nedir?
Margaret: İki tane yepyeni polis memurumuz görmek tabii ki de! Hayal kırıklığına uğratmadınız beni, inanıyorum ki sen ve <Rütbe> <İsim> bu ufak bölgemize harika bir biçimde uyum sağlayacaksınız.

2. Bölüm


Jones: Bayan Littlewood'un kurabiyelerinden tattın mı, <İsim>? Acayip lezzetliler! Vallaha hepsini bir oturuşta yiyebilirim yani!
Jones: Tabii elimizde bir soruşturma olduğundan bunu YAPMAYACAĞIM, haklısın <İsim>! Zaten lafın gelişi demiştim! Şimdi şu vakaya bir bakalım, ne dersin?
Jones: Jacob'ın kafasına tiyatrodaki o kum çuvalını kimin düşürdüğünü halen bilmiyoruz. Oraya kimlerin erişebileceğini bulmamız lazım.
Jones: Hatırladığım kadarı ile Galloway'in antika dükkanı özellikle bu oyun için tiyatroya dekor malzemesi kiralamış. Oraya gidip baksak iyi olur, ne dersin?

İncele: Galloway'in Antika Dükkanı.
(İncelemeden Önce)
Jones: Gerçekten çok güzel bir dükkan, değil mi? Sahibinin burada olmaması ne kadar kötü, ona sormak istediğim birkaç soru vardı...
Jones: Ama en azından burada olmadığı için, dükkanını arıyoruz diye mızmızlanmaz...
(İncelemeden Sonra)
Jones: Bu dükkana bayıldım yahu! Antikalar, eski şeyler... Neden ilk olarak şu can sıkıcı kağıt yığınını aldın ki,
<İsim>, etrafımızda bu kadar ilginç şey varken!
Jones: Dur! Birisi geliyor... Oh, bu Bayan Littlewood! Acaba elinde halen kurabiye var mıdır... Hadi gidip bir merhaba diyelim!

Margaret ile konuş.
Jones: Merhaba, Bayan Littlewood! Sizi bu kadar çabuk görmeyi beklemiyordum!
Margaret Littlewood: Merhaba! Sizleri görmek her zaman büyük bir zevktir. Bu öğleden sonra dedim ki gideyim de şöyle bir karakola bakayım!
Margaret Littlewood: Bu sabah elmalı turta yapmıştım, sonra dedim ki siz seversiniz, bizi korumak için çok çalışıyorsunuz, o yüzden size ne kadar değer verdiğimizi göstermek normal, değil mi?
Margaret Littlewood: Ama kalktım buraya geldim, çünkü tiyatrodan çıkarken bir dekor kutusunun kayıp olduğunu fark ettim. Daha dükkâna teslim etme vakti gelmemişti, ben de burada olup olmadığına bakmaya geldim.
Jones: Biraz ilginç, sence de öyle değil mi <İsim>? Dükkânı iyice arayalım, onu bulup bulamayacağımıza bir baksak iyi olur. İpucu için teşekkürler Bayan Littlewood.
Margaret Littlewood: Lafı mı olur Memur Jones, öyle tatlısınız ki! Size daha da büyük bir turta yapacağım ama şşş! Bu sadece sen, ben ve <Rütbe> <İsim> arasında!

İncele: Galloway’in Antika Dükkânı
(İncelemeden önce)
Jones: Margaret, aradığımız şu kutu hakkında bize daha fazla bilgi verebilir misiniz?
Margaret Littlewood: Bir kere büyük, cidden acayip büyük. Eski, eski bir ahşap kutu! Görmemeniz olanaksız, içi tiyatro dekorlarıyla dolu!
Jones: Merak etmeyin, <Rütbe> <İsim>’in gözünden hiçbir şey kaçmaz! Buradaysa, mutlaka buluruz!
(İncelemeden sonra)
Jones: Bahsettiğiniz kutu bu mu, Margaret? Jacob’un cinayeti sırasında tiyatroda olan kutu?
Margaret Littlewood: Evet, işte bu! Ne kadar yeteneklisiniz <Rütbe> <İsim>, çok etkilendim!
Jones: İçinde o kadar çok şey var ki, inanılmaz… Hadi içine bakalım, <İsim>!

İncele: Dekor Kutusu
Jones: Şu dekorlara baksana, <İsim>! Hepsi de inanılmaz! Bana bak bana! Hıaaaa, hancı rom getir bana ve dostuma!
Jones: Öhm, evet, <Rütbe> <İsim>, vakaya dönelim… Tiyatro dekorlarının sahte olduğunu sanırdım, ama bunun içindekiler gayet gerçek duruyor!
Jones: Bak mesela, şu bıçak. Birinin canını yakabilir! Veya…
Jones: Veya bir ipi kesebilir! Haklısın, <İsim>, bir ipi kesebilir! Hadi bunu derhal Grace’e gönderelim!

Analiz et: Bıçak
Grace: Çok iyi yakaladın, <İsim>! Antika dükkânında bulduğun bıçak, kum çuvalını tutan ipi kesen bıçakmış! Bıçağın üzerindeki liflerle diğerleri eşleşiyor.
Grace: Bıçağın sapını da inceledim ve yaşlanmayı geciktirici kremlerde kullanılan moleküllere rastladım! Bu da demek oluyor ki, katil bıçağı kullanırken elinde o krem varmış.
Jones: Çok teşekkürler Grace! Yani, yaşlanmayı geciktirici krem kullanan birini arıyoruz, tabii bir de makyaj yapıyor… Bu ikisi birbirine çok benziyor. Soruşturmamızı kolaylaştırmayacak.

İncele: Gazeteler
Jones: Şuna bak, <İsim>! Kâğıt yığınlarının arasında bulduğun bu eleştiri yazısı, Jacob Dawks’un oyunlarından birini yerden yere vuruyor!
Jones: Altındaki imzada D.G. yazıyor, yani Desmond Galloway, bu dükkânın sahibi! Tiyatro eleştirileri yazdığını bilmiyordum… Bak, geliyor! Hadi onunla konuşalım!

Desmond Galloway ile eleştirisi hakkında konuş.
Desmond Galloway: Merhaba, içeri gelin, burada her şey var! Yeter ki söyleyin, ne isterseniz, bende vardır!
Jones: Bay Galloway, bu tiyatro eleştiri yazısıyla ilgili- -
Desmond Galloway: Yoksa polis karakolu için şık bir saat mi arıyorsunuz? Belki de eviniz için yeni bir şamdan veya kuzeniniz için güzel bir oyuncak bebek? Size bu şahane vazoyu göstereyim mi, çok nadide bir parçadır!
Jones: Yeter artık, Galloway! Jacob Dawks’un başrolünü oynadığı oyunla ilgili olarak bu tiyatro eleştiri yazısını bulduk. Bunu siz mi yazdınız?
Desmond Galloway: O eleştiriyi çok seviyorum, küçümsemenin ve iğrenmenin mükemmel bir dengede buluşması! Tam da bu rezaletin hak ettiği bir yazı!
Desmond Galloway: O oyundan nefret etmiştim, Jacob Dawks da berbattı. O adamın bu kadar süre iş bulabiliyor olmasını aklım almıyor. Dawks’un oyunculuğundan iğrenirdim, bu da onun pek hoşuna gitmezdi.
(Galloway ile konuştuktan sonra)
Jones: Bir gözümüz Galloway’in üzerinde olmalı. Jacob Dawks’un ölümünü biraz hafife almışa benziyor. Kendisini bir numaralı şüpheli olarak gösterdi resmen!
Jones: Ama Desmond’un bize söyleyeceği şeyler şimdilik bu kadar sanırım. Başka yerlere de bakmamız gerek. Mesela Jacob’un evine tekrar gidebiliriz.
Jones: Bu, Jacob’un nasıl biri olduğunu anlamamıza yardımcı olabilir. Hem belki bizi doğru yöne götürecek bir şeyler de bulabiliriz!

İncele: Jacob’un Yatağı
Jones: Bu adam hiç mi bir şey atmıyor? Buradaki eşyaların bazıları benden bile eski!
Jones: Bu mektup paramparça halde, ne diye evde tutuyor ki? Toparlayıp toparlayamayacağımıza bir bakalım…
Jones: Şu çekmeceye bak, ne kadar da dağınık! İçine iyice bakabilir misin, <İsim>? Daha kötülerini de gördün ne de olsa!

İncele: Çekmece
Jones: Jacob Dawks, Phineas ile Nellie’ye ait bir fotoğrafı ne diye saklar ki? Böyle bir fotoğrafı nasıl olur da çekebilir?
Jones: Phineas’la konuşmak isterdim, ama şimdi çözmesi gereken bir kriz varken onu yakalamak zor… Nellie’ye gidelim, bakalım bu konu hakkında neler söyleyecek.

Fotoğrafla ilgili olarak Nellie ile konuş.
Jones: Bayan Appleton, sanırım bir ara Bay Fine ile bir ilişki yaşamışsınız.
Nellie Appleton: Bunu nereden biliyorsunuz? Birkaç kere çıktık ve dostça ayrıldık. Phineas evli olduğu için bunu gizli tuttuk… Bunu size o mu söyledi?
Jones: Hayır Nellie, Jacob Dawks’un odasında ikinize ait bir fotoğraf bulduk. Bu fotoğrafın Jacob’un eline nasıl geçtiğini biliyor musunuz?
Nellie Appleton: Pis domuz! Buna inanamıyorum! İkimizin fotoğrafını çekti ve gülünç bir fiyata satmaya çalıştı. Tabii ki reddettik. Fotoğrafı da yok ettiğini sanıyorduk.
Nellie Appleton: Sakladığını bilmiyordum… Onunla ne yapmayı planlıyordu ki, para için şantaj mı yapacaktı bize? Yoksa onunla yatayım diye bana mı şantaj yapacaktı? Tanrım, şaraba ihtiyacım var. İşler öyle karıştı ki!

İncele: Paramparça kâğıt
Jones: Şuna bak, <İsim>! “Aramızdaki her şey bitti.” İmza Sheila… Bu isim bana tanıdık geliyor, Jacob’un fethettiği gönüllerden biri olmasın?
Jones: Tabii ya, haklısın <İsim>! Jacob’un oyundaki rol arkadaşı Sheila MacCarthy olmalı!
Jones: Böyle bir ayrıntıyı bizden neden gizledi ki? Gidip onunla tekrar konuşmak akıllıca olur!

Sheila’ya mektubu sor.
Jones: Bayan MacCarthy, size bir konu hakkında birkaç soru sorma- -
Sheila MacCarthy: Sus, ölümlü! Tiyatronun güzelliğinin tadını çıkar! Makyaj malzemelerimi bulabilseydim çok daha güzel olabilirdi. Hangi cehennemde bu?
Sheila MacCarthy: Nellie! Tatlım, senin makyaj malzemelerini ödünç alabilir miyim? Nerede bu kız? Ah! Dur, belki Phineas’ta hâlâ makyaj malzemesi vardır! Bir kontrol edeyim.
Jones: Makyaj sorunlarınızla sonra ilgilenirsiniz! Bir zamanlar Jacob ile oldukça yakın olduğunuzu öğrendik. Böyle bir ayrıntıyı neden bizden gizlediniz?
Sheila MacCarthy: Ne söylememi istiyorsunuz? Jacob’u uzun süre önce terk ettim. Beni aldattığı için onu terk etmiştim. Bu kadar basit.
Sheila MacCarthy: Ama Sheila MacCarthy’i aldatan her kim olursa olsun, bunun sonucuna katlanır! O zamandan beri Jacob ile aramızda bir savaş vardı; dedikodular, arkadan bıçaklamalar, adına her ne derseniz işte! O yüzden Jacob için yas tutmayacağım. Bunu hak etmiyor!

Daha sonra, polis karakolunda…
Jones: İşin özü, tiyatrodaki herkes Jacob Dawks öldüğü için memnun.
Jones: Birinin, bu ölüm yüzünden diğerlerinden daha çok memnun olduğunu nasıl bulacağız?
Jones: Neyse, en azından bu akşam oyun olmadığını biliyoruz. Bu çok delice olu- -
Ramirez: İyi geceler herkese, ben çıktım!
Jones: Ramirez, böyle giyinmiş nereye gidiyorsun be adam?

3. Bölüm


Ramirez: İyi geceler herkese, ben çıktım!
Jones: Ramirez, böyle giyinmiş nereye gidiyorsun be adam?
Ramirez: Grimsborough Tiyatrosu’na elbette! Bay Fine tüm karakola bu geceki oyunun biletlerini hediye etti! Sen almadın mı, <Rütbe> <İsim>?
Jones: Ramirez, bilmem farkında mısın ama biz başrol oyuncusunun cinayetini soruşturuyoruz. O yüzden ücretsiz bilet aldım diye havalara girmene gerek yok. Oyun falan yok!
Ramirez: Ben de öyle düşünmüştüm, kontrol etmek için tiyatroyu aradım, ama oyunun planlandığı gibi oynanacağını söylediler! Bay Fine, başrol olarak sahneye çıkacakmış!
Jones: Yani suç mahallinde oyun mu sergileyecekler? Çabuk ol <İsim>, kanıtları yok etmeden onları durduralım!

İncele: Sahne Arkası
(İncelemeden önce)
Jones: Herkes olduğu yerde kalsın! Biz Jacob’u kimin öldürdüğünü bulmadan burada oyun falan oynanmayacak!
Phineas Fine: Delirdiniz mi siz? Hayatımın çalışmasını mahvedeceksiniz! Oyunun biletleri yok sattı, daha önce hiç böyle bir şey olmamıştı!
Sheila MacCarthy: Jacob öldü, onu kimin öldürdüğü kimin umurunda ki? Şu anda sahne ile benim aramdaki tek şey sensin ve o sahneye derhal çıkmak istiyorum!
Nellie Appleton: Yardım etmeye çalıştığınızı anlıyorum, sayın memurlar, ama oyunun sonuna kadar bekleyemez misiniz?
Jones: HAYIR! <Rütbe> <İsim> soruşturmasını tamamlayana kadar o sahneye kimse ayak basmayacak! Şimdi, dağılın!
(İncelemeden sonra)
Jones: Şuna bak, <İsim>! Jacob Dawks’u öldüren kum çuvalını tutmakta kullanılan ipin kayıp parçası burada! Detaylı analiz için bunu hemen Grace’e gönderelim.
Jones: Tabii divalarla da işimiz daha bitmedi… Hemen gidip Phineas ve Sheila’yı sorgulayalım. Bizden hâlâ bir şeyler gizlediklerini düşünüyorum.

İncele: İp
Jones: Çok iyi yakaladın, <İsim>! Bulduğun bu lifler iple eşleşmiyor, belki katilin giysilerinden geliyordur!
Jones: Hadi bunu Grace’e gönderelim, liflerin nereden geldiğini rahatlıkla bulacaktır!

Analiz et: Lifler
Grace: İpin üzerine dolaşmış lifleri analiz ettim. Onlar hayvan kılıymış!
Jones: Ne? Yani bir kediyi mi tutuklamamız gerekiyor? Bir yerde bekleyip dünyayı ele geçirmeye çalıştıklarını biliyordum!
Grace: Üzgünüm Jones, ama daha değil! Dürüst olmak gerekirse bunun olmasını tercih ederim.
Grace: Çünkü bu kıllar, giyilmek üzere işlemden geçmiş. Yani katiliniz, kürk giyen bir canavar!

Phineas ile konuş.
Phineas Fine: Ne istiyorsunuz? İnsanın içerek ölmesine de mi izin vermiyorsunuz?
Jones: Bize ne kadar hızlı yardım edersen, sahneye de o kadar hızlı çıkarsın, Phineas. Gördüğün ve bize yardımcı olabileceğini düşündüğün ne varsa anlat.
Phineas Fine: Ne görüyorum biliyor musunuz? Para iadesi görüyorum, onlarca kişi. Hayatının bundan sonraki bölümünde orta okul piyesi yönetecek yetenekli bir yazar görüyorum!
Phineas Fine: Provalara bile gelmeye tenezzül etmeyen saygısız bir adam görüyorum. İşimi benden daha iyi yapabileceğini sanan bencil bir ahmak görüyorum!
Phineas Fine: Bunu asla bilemeyeceğiz, ama tersinin doğru olup olmadığını öğreneceğiz! Nerede benim yaşlanmayı geciktirici kremim? Bu kadar kırışıklıkla sahneye çıkamam!

Sheila ile konuş.
Sheila MacCarthy: Sakın benimle konuşma, hançer gibi bu sözler kulaklarımı deler…
Jones: Anlayamadım, pardon?
Sheila MacCarthy: Rolüme bürünmeye çalışıyorum şurada! Siz de bunu bozuyorsunuz! Ne istiyorsunuz? Size bildiğim her şeyi anlattım!
Sheila MacCarthy: Bugün daha ne kadar kötüye gidecek acaba! Önce Nellie benim yaşlanmayı geciktirici kremimi bitirir, sonra Jacob kendini öldürtür, şimdi de zır cahilin biri beni sahneden alıkoyar!
Jones: Önceliklerinizi iyi belirlemişe benziyorsunuz. İyi günler hanımefendi!


Jones: Tanrım, şu ikisi, uğraşsalar bu kadar sinir bozucu olamazlar! Onlardan daha fazlasını öğrenemeyeceğiz…
Jones: Aa, şuna bak! Seyircilerin arasındaki kişi Desmond Galloway değil mi? Oyundan nefret ettiğini sanıyordum… Hadi gidip konuşalım.

Oyun hakkında Desmond ile konuş.
Desmond Galloway: Her şey yolunda mı, sevgili polis memurları? Oyun başlamakta geç kaldı, bir sorun mu var?
Jones: Hayır Bay Galloway, hiçbir sorun yok. Sizi burada görmeyi beklemiyordum, oyunu sevmediğinizi sanıyordum?
Desmond Galloway: Oyundan, Dawks’un performansından nefret ettiğim kadar nefret etmiyorum. Artık o gittiğine göre, oyun gayet katlanılır hale gelmiştir!
Desmond Galloway: Soruşturmanız halen devam ettiğine göre, lobiye çıkıp kendime bir bardak şarap alsam iyi olur. Eminim ki Margaret da oradadır.


Jones: Desmond bundan biraz fazla mutlu olmuş gibi görünüyor… Belki de Jacob’u kâğıt üzerinde ezmek ona yetmemiştir…
Jones: Her ne olursa olsun, o hâlâ şüpheli. Madem o burada, gidip dükkânına bir kez daha bakalım. Kimsenin bizi engelleyeceğini sanmıyorum, ama hızlı olmamız gerek. Bütün bir tiyatro bizi bekliyor!

İncele: Dükkânın Girişi
Jones: Şuna bak, <İsim>! Bu kafatasını hatırlıyor musun? Öldüğünde Jacob Dawks’un yanında olan kafatası!
Jones: Aman Tanrım, cesedi laboratuvara gönderdiğimizde düşmüş olmalı! İyi de, Desmond’un dükkânına ne ara gelmiş bu?
Jones: Bak, üzerinde bir şey var… Çabuk, hemen kontrol edelim <İsim>!

İncele: Kafatası
Jones: Şuna bak, <İsim>! Kafatasının üzerindeki bu toz, pudra gibi görünüyor!
Jones: Tiyatroda bekleyen seyirciler için üzgünüm, ama biz bunu inceleyene kadar beklemek zorunda kalacaklar! Hadi bunu doğruca Grace’e götürelim!

Analiz et: Pudra
Grace: İyi haberlerim var, <Rütbe> <İsim>! Kafatasında bulduğun o pudra, kum çuvalındaki makyaj malzemesiyle birebir eşleşti!
Jones: Dur bir dakika, anlamadım. Katil o kafatasını alıp ne diye Galloway’in dükkânına bıraksın ki?
Grace: Bir kafatasını saklamak için antika dükkânından daha iyi bir yer olabilir mi? Ayrıca bulduğuma göre katilin çok iyi bahanesi de varmış!
Grace: Kafatasında az da olsa DNA’ya rastladım, ancak yeterli bir analize imkân vermedi. Ancak bu DNA’yı, kum çuvalında bulduklarımla karşılaştırınca eşleştiklerini gördüm!
Grace: Böylece elimde bir şeyler çıkaracak kadar DNA olmuş oldu. Analizlerim de katilin 45 yaşında olduğunu ortaya çıkardı!
(Grace ile konuştuktan sonra)
Jones: Buraya kadar, <İsim>, perde açılıyor! Hadi, katili parmaklıkların arkasına tıkalım!

Katili tutukla.
Jones: Oyun bitti, Phineas! Bundan sonra hapishanenin tiyatro kulübündeki oyunları yönetirsin artık!
Phineas Fine: Anlayamıyor musunuz? Jacob oyunu mahvediyordu! Benim oyunumu kim mahvederse, bunun bedelini öder!
Phineas Fine: Rolü bırakmadı! Rolü bir türlü bırakmadı! Jacob’u onlarca kez kovmayı denedim, ama onun kontratı çok sağlamdı!
Phineas Fine: O kadar kötü, korkunç oynuyordu ki… Tonlamaları yanlış, jestleri hatalı! Bu adamın daha önce nasıl işe alındığını bir türlü anlayamıyorum!
Phineas Fine: Değiştirilmesi gerekiyordu, yoksa tiyatro ayın sonunu bulmadan iflas edecekti. Gördünüz mü ne kadar da haklıymışım! Oyunun biletleri yok sattı!
Jones: Delilik bu!
Phineas Fine: Burası TİYATRO!


Yargıç Hall: Phineas Fine, Mahkeme karşısında ayağa kalk lütfen!
Phineas Fine: Özür dilerim, ama sahne direktifleriniz cidden berbat. Duygudan ve kudretten yoksun! Tavsiye ister misiniz?
Yargıç Hall: Saçmalamayı kesin, Bay Fine! Buraya birinci dereceden cinayet suçlamasıyla getirildiniz!
Yargıç Hall: Kontrattan kurtulmak adına Jacob Dawks’u öldürmeyi planladınız! Yaptığınız eylemin sonuçlarının farkında mısınız?
Desmond Galloway: Beni affedin Sayın Yargıç, ama bu adama madalya vermeliyiz. Tiyatro dünyasını, en kötü huylu tümörden kurtardı! Seni selamlıyorum, Bay Fine!
Yargıç Hall: Sana fikrini soran olmadı, Galloway! Bay Fine, Mahkeme sizi, şartlı tahliye olasılığı olmaksızın, 30 yıl cezaya çarptırdı!
Phineas Fine: Ne kadar dramatik bir son, bayıldım!


Jones: Ne dersin <İsim>, yeni oyun alanımıza gayet hızlı bir giriş yaptık! Bu vakayı her zamanki gibi ustaca idare ettin!
Jones: Phineas, çok uzun süre parmaklıkların arkasında kalacak… Umarım hücre arkadaşları Shakespeare’den anlıyordur.
Jones: Bir işi daha hallettik! Hadi hemen karakola dönelim, sanırım Margaret bize bir sepet dolusu çikolatalı kek bırakmış!
Jones: Mmmmm, kekler…

Ek Soruşturma


Samuel King: <Rütbe> <İsim>, her zamanki gibi harika bir iş çıkardın! Bu bölgede kendini evinde gibi hissedeceğini biliyordum!
Samuel King: Buradaki insanlar bambaşka, değil mi? Bayan MacCarthy örneğin, çok tatlı değil mi? Eskiden çok yakındık, anlarsın işte… Tabii bu kariyeri patlamadan önceydi, ama dost kalmayı sürdürdük…
Samuel King: Neyse, duyduğum kadarıyla bir sorunu varmış, eski günlerin hatırına ona yardım etmenizi istiyorum.
Jones: Eski günlerin hatırına. Peki. Çünkü kendisi o kadar tatlı bir- -
Samuel King: Kes Jones, yoksa kendini trafik ışıklarında bulursun!
Samuel King: Neyse, duyduğuma göre Jacob Dawks, vasiyetinde tüm varlığını tiyatroya bırakmış. Bazı gönüllüler, bu malzemeleri Bayan Littlewood’un gözetiminde paketliyor. Ona yardım edin, kendisi çok iyi bir kadındır.


Jones: Hey <İsim>, giderken Desmond Galloway’a uğrasak senin için sorun olur mu? Yatak odamı yeniliyordum da. Belki bana birkaç tavsiyede bulunur!

Desmond Galloway’den dekorasyon önerisi al.
Desmond Galloway: <Rütbe> <İsim>, Memur Jones! Sizi tekrar görmek ne kadar güzel!
Gelin, gelin! Sizin için ne yapabilirim?
Jones: Aslında, yatak odamı dekore ediyordum ve b- -
Desmond Galloway: Dekore mi? Muhteşem! Buyurun, şu muazzam saate bir bakın lütfen! Çok şık, değil mi? Ve çok da nadide bir parçadır. Ünlü Lord Bygone’a ilk eşinden bir hediye!
Jones: Lord Bygone? ŞU MEŞHUR Lord Bygone mı? Yani romantik hareketin önde gelen liderinin saati mi bu? İnanılmaz! Peki size nas- -
Jones: Dur biraz! Büyük-büyük-büyük-amaan-büyük torununun, kendisinin mal varlığında hak iddia ederek müzeye açtığı davanın soruşturmasında çalışmıştım ben… Sahtecilik değil mi bu? Gerçekliğini belgeleyen bir-
Desmond Galloway: Sertifika mı? Kendime hakaret sayıyorum! Neyse, şuraya bir yere koymuştum. Siz arayın, ben de o arada bana güvenen müşterilerle ilgileneyim.

İncele: Galloway’in Antika Dükkânı
Jones: Sertifikayı buldun! Bakalım bu saat, Desmond’un dediği gibi gerçek miymiş!
Jones: Lord Bygone vakasındaki bazı sertifikalar, karakolda tutulduğu için, buradaki mührün asıl mühür olup olmadığını karşılaştırarak bulabiliriz, <İsim>!

İncele: Sertifika
Jones: Aferin <İsim>! Sayende bu sertifikanın yasal olduğunu öğrendik. Saat gerçekten de ünlü Lord Bygone’a aitmiş.
Jones: Hadi Galloway’in dükkânına dönelim, ona bir özür borcum var… Ayrıca bu saati istiyorum, yatağımla çok uyumlu olacak!

Desmond Galloway’in şık saatini al.
Jones: Bay Galloway, saatin ve sertifikanın gerçek olduğunu doğruladık. Sizi gücendirdiysem özür dilerim, ancak bu noktada ihtiyatlı davranmak artık mesleki bir refleks oldu.
Desmond Galloway: Sizin mesleğinizde işlerin nasıl yürüdüğünü biliyorum, ama bu benim itibarımı yerle bir edebilirdi. Madem bu saatin GERÇEK olduğunu biliyorsunuz, bu şık saate daha yakından bakmak istemez misiniz?
Jones: Gerçekten çok güzel, sence de öyle değil mi <İsim>? Tamam, alıy- -
Jones: Dur biraz! Fiyatı bu mu?? Tüm maaşım demek bu! Ben… Benim biraz düşünmem lazım…
Desmond Galloway: Dediğim gibi, paha biçilmez bir sanat eseridir, Lord Bygone’nın saati! Gün bitmeden satılmış olur, sizi temin ederim. Siz ilgilenmiyorsanız başka birine elbette.
Jones: Ama fiyatı… Ah peki madem! Haklısınız, kaçırılacak bir fırsat değil! Alıyorum.

Margaret Littlewood’a yardım öner.
Jones: Merhaba Bayan Littlewood, Jacob Dawks’un eşyalarını odasından çıkarmanızda size yardım etmeye geldik.
Margaret Littlewood: Bana yardım etmeye gelmiş olmanız ne sevimli bir hareket! Zamanlamanız da harika; bir hırsızlık yaşandı az önce!
Jones: Hırsızlık mı? Ne çaldılar?
Margaret Littlewood: Kurabiyeleri! Külhanbeyinin biri, gönüllüler için getirdiğim kurabiyelerin hepsini çaldı! Lütfen, bu kötülüğü yapanı yakalayın! Kendim yapardım, ama tatlı Astrid yine hasta.
Jones: Sizin… kurabiyeleriniz? Haklısınız, o lezzetli ev yapımı kurabiyelerinizi, başkalarıyla paylaşamamanın bir suç olduğuna inanıyorum. Ve merak etmeyin, hırsızı bulacağız.
Margaret Littlewood: Amaan, şımartmayın beni genç adam. Topluma olan bağlılığınız için kocaman bir turtayı hak ediyorsunuz! Kurabiye tabağını bu karmaşanın bir yerine koymuştum. Şimdi veterinere gitmem gerek.

İncele: Jacob’un Odası
Jones: Margaret’in, kurabiyelerini koyduğu tabak bu olmalı. O lezzetli kurabiyelerin kokusunu alabiliyorum…
Jones: Ah, kurabiyeler… Burada yenilebilir bir şey var mı diye ararken, sen de tabağı incele.

İncele: Boş Tabak
Jones: Tabağın üzerinde ne tür bir madde buldun? Öyk, iğrenç. Salyaya benziyor!
Jones: Neyse, Grace, bulduğun örneği inceleyip Bayan Littlewood’a yardımcı olacak bir şeyler bulacaktır.

Analiz et: Salya
Grace: Tabakta bulduğunuz maddenin örneğini analiz ettim. Sonuçları duyunca çok şaşıracaksınız. Bu salya bir hayvana ait!
Jones: Bu sefer bir kedi mi yoksa? Dedim size, iblis hepsi!
Grace: Hayır Jones, kedi değil. Aradığınız hayvan bir köpek. Vücudunda, sağlığına hiç de iyi gelmeyecek kadar şeker var.
Jones: Haklısın <İsim>, bu köpek muhtemelen Astrid! Bir an önce Bayan Littlewood'u bulup, kurabiyesini çalanın o çok sevdiği köpeği olduğunu söyleyelim!

Kurabiye hırsızlığı hakkında Margaret Littlewood ile konuş.
Margaret Littlewood: Sonunda geldiniz. Söyleyin n'olur, kurabiyelerimi çalan haydut kimmiş?
Jones: Sanırım suçluyu gayet yakından tanıyorsunuz. Kurabiye hırsızının Astrid olduğuna dair kanıtlarımız var.
Margaret Littlewood: Astrid mi? Sevgili bebeğim mi? Ama o diyet yapıyor...
Margaret Littlewood: Zavallı yavrucak, anneciğin kurabiye pişirirken sen de boş mideyle daha fazla dayanamadın değil mi? Zavallı kızım, yine hasta olmanın sebebi de bu!
Margaret Littlewood: Teşekkürler <Rütbe> <İsim>! Dur da sizin için bir şeyler pişireyim. Bu akşam teşekkür etmek için karakola getiririm.

Sorunu hakkında Sheila MacCarthy ile konuş.
Sheila MacCarthy: Bir şeyler yapın! 911’i, itfaiyeyi, POLİS’i arayın!
Jones: Hmm… Merhaba Bayan MacCarthy.
Sheila MacCarthy: Sonunda geldiniz! Sizin yardımınızla, çilem nihayet bitecek! Kıymetli İtalyan maskem kayboldu! Onu bana ünlü Faberico Zeffiretti kendisi hediye etmişti! Kariyerim mahvolur!
Sheila MacCarthy: Maskem olmadan rol yapamam! Her gün sahneye çıkmadan önce, uğur getirsin diye takıyorum. Maskem olmadan sakinleşemem. Lütfen <Rütbe> <İsim>, tiyatro dünyasının Sheila MacCarthy’ye İHTİYACI var!
Jones: Peki! Sorun değil, Bayan MacCarthy. <Rütbe> <İsim> ve be ben bu maskeyi bulacağız. Biz etrafa bakarken siz de lütfen sakinleşin.

İncele: Grimsborough Tiyatrosu
Jones: Sanırım Bayan MacCarthy’nin aradığı maskeyi buldun… Ne yazık ki kırılmış! Parçalanmış halde bile güzel görünüyor.
Jones: Sence bunu onarabilir misin? Bayan MacCarthy maskeyi bu halde görürse dilinden kurtulamayız.

İncele: Kırık Maske
Jones: Harika! Bu maskeyi mükemmel onardın. Kırıldığını kimse anlayamaz!
Jones: Sheila MacCarthy’nin çığlıklarını buradan duyabiliyorum, hadi maskesini ona geri verelim.

Sheila MacCarthy’ye İtalyan maskesini geri ver.
Sheila MacCarthy: Maskem! Maskemi buldunuz mu? Of, ruhum bu kayıpla nasıl baş etsin!
Jones: Endişelenmeyin, Bayan MacCarthy, maskenizi bulduk. Kırılmıştı, ama <Rütbe> <İsim> yepyeni hale getird- -
Sheila MacCarthy: Kırılmış mıydı? Buna inanamıyorum! Değerli maskeme kim zarar verir ki? Rezillik!
Sheila MacCarthy: Ama size teşekkür etmem gerek, <Rütbe> <İsim>, Samuel’ın dediği kadar yetenekliymişsiniz… O da ellerini çok iyi kullanırdı. Lütfen, ona saygılarımı iletin.
Jones: Ellerini de… Aa! Tabii, mesajınızı ileteceğiz, Bayan MacCarthy.
Sheila MacCarthy: Mükemmel. Kusursuz oyunculuğuma kaldığım yerden devam edebilirim. Buyurun, teşekkür mahiyetinde bunu kabul edin. Size uğur getirir.

Advertisement